bugün

normal vatandaşın 45 dakikada 3000-3250 metre yol yürüyebildiği bir dünyada, koşsun, mücadele etsin diye senede milyonlarca euro kazanan bir quaresma'nın 45 dakikada 1300 metre yürümesi (hatta 1300 metre durması amk ne yürümesi) göz önüne alındığında düyanın en boş sorusu olarak nitelendirilebilecek bir sorudur.
quresma 'yı hala topçu zanneden kişinin sitemidir .

bu kadar savunmayın bu adamı adam artist iki trivela yapacak diye milyon eurolar vermek aptallıktır , birde parasını alamayınca şekil yapmalar gereksiz kart görmeler .

formasını ve taraftarını siklemeyen bir adamın bu kadar siklenmesi ayrı bir sorunsal , hiç bir futbolcu klüpten , formadan ve taraftardan büyük değildir .
quaresma defansa gel allahsızın antitezidir.

Alex örneği var önümüzde, fenerbahçe'nin iyi gitmediği dönemler herkesin ağzına laçka olur "alex önünden geçen topu siklemiyor", "adam yanından geçip gidiyor" gibi cümleler..

Ama bir yanlış var bu işte, Alex dediğimiz adam hiç ummadığımız anda oyunu terse oynayarak takımının golle burun burun gelmesine aşinayız hepimiz..

Peki quaresma? Topu canı isterse alır, ilk adamı geçmek ister geçemez takımının kontra atak yemesine yol açar 10 topun 4'ünde..

kısacası bu adamın savunulacak hiçbir yanı yok.. Atletico madrid maçında da gördük ki, pektemek quaresma'dan çok daha iyi topçu türkiye liginde..

quaresma türkiye ligini hiçbir zaman hak etmedi..
bugüne kadar ismiyle oynadı, bu saatten sonra ismine güvenerek sahaya sürülürse, yazık o beşiktaş'ın haline...
kendisinin sergen yalçın ile mukayese edilmesi komiktir. zira sergen yalçın'ın sol ayak başparmağı 10 tane quaresma'ya bedeldir.

pascal nouma'nın tek başına beşiktaş ruhu ise şu anki bütün beşiktaş kadrosunun ruhundan fazladır.

sergen yalçın'ın yedekten oyuna girdiği beşiktaş maçlarında herkesin içi rahat olurdu bilirdik onun sol ayağı ile neler yapabildiğini. quaresma yedeekten girince kafamızda soru işareti oluyor şimdi "şimdi kırmızı görür, şimdi top kaybeder" diye
orta sahanda 5 metreye pas atma özrü olan necip varsa, sağ ve sol bekin sakatsa -hilbert ve ismail- *, takım sezon başından beri sürekli başka başka kadrolarla sahaya çıkyorsa; quaresma ne yapsın kimle top alışverişinde bulunsun, kimi kaçırsın. ersan mı, necip mi, ekrem mi...
kim onu ileri kaçıracak paslar atsın. bir fernandes kalıyor. zaten topu ayağına aldığında iki üç kişi kapatıyor hemen önünü. tamam topla fazla oynuyor da çoğu zaman çaresizlikten yapıyor bunu...

ama;

son zamanlardaki quaresma eski quaresma gibi değil. o eski quaresma ki deli gibi koşan, hırsla, istekle, gönülden oynayan bir quaresma idi.

sıfır kompleksi olan bir quaresma idi, gözlerinde takımı için bir şeyler yapma isteği olan quaresma idi. bi boka yaramayan futbolcular kendini yıldız sanıp tripten tribe girerken, o insan üstü yeteneğine rağmen sıradan bir takım oyuncusu gibi davranan sempatik çocuktu quaresma... insandı quaresma.
biz onu gol attığı, attırdığı için sevdik ama çok çok daha fazla böyle bir adam olduğu için sevdik...

ama şimdi takım umrunda değil, boş vermiş onu sevmemizi sağlayan her şeyden vazgeçmiş. kendini başka yerde görüyor, eğer carvalhal ile yaşadıkları tartışma gazetelerde yazdığı gibiyse tanrı kompleksinin dibine vurmuş...

tamam elbette sorunları vardır, parasını alamıyordur vs. vs. ama...