bugün

eskinin putperestleri maddeye şekil vererek bu maddelere tapınırlardı günümüz maddecileri ise her şeyin özünün madde olduğunu iddia ederek şekil vermedende olsa varoluşun özüne maddeyi yerleştirerek maddeperestci konuma otururlar. ciddi bir ilişki var bu iki durum arasında. onlar puta değil putun temsil ettiği varlığa inanıyoruz derlerdi şimdikiler maddeye değil maddenin öz olduğunu akleden aklımıza tapıyoruz derler ama o aklında sırf maddeden tezahür ettiğine inanırlar. idealist düşünceye sahip insan ise evrenin ancak madde ötesine uzanan aklın tasavvurunu aşan bir gücün ürünü olabileceğini akledip gelen vahiyle örtüşen aklın ilk çıkarımına boyun eğerler hadlerini bilirler ve aklı putlaştırmazlar.
her şeyin ölçüsü saf insan aklıdır denirse insanların aklının pek kıt olduğunu görürüz ki basit içgüdülerine bile söz geçiremez bu zavallı akıl çoğu zaman.
demekki insanın tek gerçeği akıl değildir. en önemli gerçeği akıldır ve akıl ile vezir de olunur rezilde.