bugün

abd, öcanlan'ı türkiye'ye teslim etti, yani demek ki öcalan'ın liderliğinden memnun değildi. ve ondan sonra liderliğe kendisinin kontrol edebileceği bir takım kimseleri getirdi.
abd bölgede değişiklik yapıyor ama bu değişikliği nasıl gerçekleştireceğini tespit etmek içini oturup "amerika şuraya düşman, şurayı bölecek, şurayı dağıtacak" şeklinde yargılamalar yapmak yerine; bunun kendi politikası içerisindeki yerini tespit etmek lazım. "yani abd türkiye'yi bölmek istiyor diyorsak, şunu da arkasından söylememiz lazım; "abd türkiye'yi bölmek istiyor, çünkü genel stratejisi içinde bu iş kendisine faydalı olacaktır".
türkiye'nin bölünmesinin abd için hiç bir faydası yok! abd'nin pkk'yı desteklediğini söyluyoruz, bu doğrudur. zaten abd ırak'ı işgal ettiği gün;
abd pkk ile mücadele etmez, çünkü onu hasım olarak aldığı zaman onu destekleyen güçleri karşısına alır. oysa abd ırak'da kürt grubunu yanına almak istiyor. barzani ve talabani'yi desteklemesi yetmez! çünkü böyle bir durumda pkk'nın tabanı hem barzani ve talabani'ye, hem de abd'ye saldırır. bu aşiretleri işbirlikçi ilan eder, abd'yi de emperyalist olarak ilan eder ve iki tarafla da mücadele eder. böylece abd, pkk'yı ve pkk'nın tabanını avrupa'ya kaptırır.

pkk ile abd'nin birbiriyle yakınlaştığını gören güçler (avrupa) türkiye'nin düştüğü bu yanlışı kullanmak için hemen pkk adını taşıyan eylemler yaptılar. çünkü bu eylemlerin türk halkı tarafından abd'nin türkiye'ye saldırı olarak algılanacağını biliyorlardı. pkk'nın tüm kadrosunu elinde tutan abd, kuzey ırak'ta kurulacak olan kürt devletinin temellerini atmaktadır, bunu türkiye'ye kabullendirecek ve türkiye tarafından belirlenecek olan bir lider'in (abd kontrolünde) bu ülkeye kıbrıs örneğinde olduğu gibi sahip çıkması sağlanacaktır.

yıllardır türkiye'de ki terör'ün bitirilmemesinin, bu bölge üzerinde süren kaçakçılığın pkk'yı ne denli güçlendirdiği, türkiye'nin bu duruma seyirci kaldığı açık bir gerçektir.
elindeki kaynakları kullanamadan dışa bağımlı yaşayan türkiye, bu oyunun önemli bir parçası haline gelmiştir.
kısır politikalarımız sürdüğü sürece bölge de "hiç bir zaman" söz hakkımız olmayacaktır. kim ne isterse yapmak zorunda kalacağız, hava koridorlarımız, boğazlarımız kaynaklarımız kullanılacak ve tüketilecektir! şimdiye kadar hep böyle olmadı mı?
batı ülkelerinin masasında kalacak olan projedir.

(bkz: proje utopya)
(bkz: gerçekleşmesi imkansız olan hayaller)