bugün

wales prensesi diana´nın bizzat kraliçe´nin emriyle mi6 (ingiliz gizli servisi) ajanlarınca öldürüldüğü iddiasına dayanan konu.

olayın üzerinden 13 yıl geçmiş olmasına rağmen hala bu vaka´yla ilgili filmler yapıyorlar akıllı uslu insanlar. çok garip, dışarıya hiç yansıtılmamış bir dolu uygunsuzluk varmış meğer resmi hikayenin arkasında.

-)bir kere bir beyaz fiat uno konusu varmış. paris´teki "alma" tünelinden önce tünelin girişine bir yan yoldan eklenme oluyormuş ve bu fiat uno oraya o o yan yoldan gelmiş. mercedes´in sağ aynası ve sağ çamurluğunda sadece fiat uno´nun o zamanki modellerinde kullanılan beyaz boya sürtüşmeleri bulmuşlar.
yalnız bütün fransa´yı aramışlar ama kazayı yapan mercedes´in boyasıyla sürtüşmüş bir sol çamurluğu olan bir fiat uno bulamışlar. o tutuklanıp işkence gören paparazzilerden birisi fiat uno´nun (adam fiat uno değil "küçük beyaz araba" diyor) büyük süratle kendisine yaklaşan mercedes´e sanki planlanmış gibi bir darbe indirdiğini, bu darbenin mercedes´i zıvanadan çıkardığını, söylüyor tv kameralarında...ben çok net hatırlıyorum, olaya başka bir arabanın karıştığı gibi bir bilgiyi haber ajansları "geçmemişlerdi" o zamanlar...bu kadar önemli bir ayrıntıyı neden atlamışlar acaba, diye insan düşünmeden edemiyor doğrusu...

-) sonra şöför henry paul´ün kanında 2 promill alkol çıkması olayı. enterasan olan bir olay, henry paul diana´yla dodi dişarı çıkmadan önce kendisi dışarı çıkıyor, ve paparazzi´lerle konuşuyor. oradaki paparazzi´lerle sonradan yapılan röportajlarda henry paul büyüklüğünde bir adamın 10 dakika sonra kanında 2 promil alkol olabilmesi için içeri girip, diana´ya şöförlük yaptığı 10 dakika içinde 1 şiseden fazla viskiyi devirmesi gerektiğini, çünkü onlarla konuşmaya çıktığında son derece normal olduğunu, ve kesinlikle bir sarhoş intibaası uyandırmadığını söylüyorlar. kanında alkol´den başka bir de karbon monoxid değerleri de tamamıyla anormalmiş. ve o değerlerle bir insan araba kullanmayı geç, ayakta bile duramazmış. o adamların hepsi hastane de henry paul´ün kan örneklerinin değiştirildiği şeklinde iddialarda bulunuyorlar.

-) diana´nın "daily mirror" gazetesine verdiği mektuptaki iddiaların kazanın kendisiyle çok benzeşmesi... diana kendisi "arabama birşey yapıp kaza süsü vererek beni ortadan kaldırmak istiyorlar, hayatımın bu periyodu benim için en tehlikeli periyod" diyor. üstelik belirli birtakım kişileri de bu "kazayı" planlayanlar olarak suçluyor. ancak bu şahıslara dayandırılabilinecek hiçbir delil bulunmuyor, sadece ifadeleri alınıyor bu şahısların, ve salıveriliyorlar. daily mirror ekim 2003´te bu 1996 yılında yazılmış mektubu yayınlıyor.

-) diana´yı alan ambulansın çok yakındaki bir hastanin yerine çok daha uzakta olan bir hastaneye götürülmüş olması da enterasan. bir de "vücudunda çok kırık olduğu için, rahatsız olmasın diye ambulansın oldukça düşük bir süratte seyretmesi" ise, resmen "arabada ölmedi bari yolda ölsün" zihniyetiyle yapılmış bir olay. amerikan başkanlarını falan ambulansla götürdükleri zaman yıldırım süratinde giderler, başkan fazla sarsılmasın diye bir düşünce şekli , yoktur.

daha bir sürü konu var. ama bunlar bile yeterli. hesapta diana dodi den hamileymiş, hastane de herşey bir yana önce bebeği almışlar falan. sonra o an hastanede olan şahısları birbir öldürmüşler falan... bir tane hemşire mesela "durup dururken" intihar etmiş. gazetelerde küçük bir haber bu. böyle de bir durum varmış yani, sözlük yazarının bilgisine sunulur.
yıllardır beynimizi siken iddiadır. artık siklemiyoruz beyler moduna girsek diyorum..

ulan karı turgut özal'dan daha çok gündem oldu ülkemde..