bugün

gayet bilinçli yapılmıştır, kaza süsü vermeye çalışmanın anlamı yoktur. gaz bombası atılmasını engellemeye çalışan bir hemşire de acil girişinde tartaklanmıştır.
hiç gazete okumaz, televizyon izlemezsiniz.
bu tip durumlarda polisin görevi bence

1) halkı korumak, şehirdeki yaşamın normal devam etmesini sağlamak,
2) gösterilerin kontrol altında (çevreye zarar verilmeden) yapılmasını sağlamak,
3) kargaşa yaratıcı, provoke edici, suç unsuru içeren, ve çevreye maddi zarar veren hareketlerde
bulunan kişi veya kişileri içine sızdığı topluluktan ayıklamak, çevreye zarar vermelerini engellemek,
mümkün değil ise ve toplu ve zarar verici hareketler yapılıyorsa orantılı bir güçle karşılık vermek,
tutuklamak ve mahkemeye çıkarmak olmalıdır.

oysa sadece ''gösterici dövmek'' amacı ile hareket edilirse böyle olaylar olur, sorumlusu da göstericiler olmaz, bu böyle biline.
1 mayıs 2008 günü, istanbul'a *türkiye'nin her yerinden özel olarak getirilmiş, şimdiye kadar uyguladığı bütün taktikleri yenilenmiş* ve şiddete meyilli bir polis gördük.

önümde yürüyen uzun saçlı çocuğa mecidiyeköy meydanının ortasında "satanist ehehöha" şeklinde laf atan, kendi halkına karşı bilenmiş bir polis gördük.

yaklaşık 60 kişinin bulunduğu kapalı bir alana 4 tane gaz bombası atarak kapıyı kapatan; dışarı çıkmak isteyenleri tekmeleyerek içeri sokan bir polis gördük.

tüm bunlar yalnızca polisin suçu mu?
polis : bir ülkede sınırları dahilindeki özel mülkiyetin statükosunu korumakla yükümlü kolluk kuvvetleridir. buna bağlı olarak devlet politikaları gereği, dün gördüğümüz üzere, gerektiğinde kendi halkının canına kastedebilecek bir kurumdur.

1 mayıs 2008 günü kendi halkının canına kastetmiş bir devlet gördük...
olayların içerisin de olan biri olarak kaza filan olmadığını,en azından benim bulunduğum mecidiyeköy dolaylarında polisin orantılı değil,açık bir şekilde orantısız güç kulladığını açıkca söylebilirim.
polis taksim e doğru yürümeye çalışan gruplara hunharca müdahale etmiştir.
esnafa saldırmıştır,yaşlı insanları joplamıştır,ulu orta heryere biber gazı sıkmıştır.
esnafa zarar verdildiğini söyleyen gerizekalılara bir çift lafım var;esnaf dün mecidiyeköy civarlarında devrimcilere yardım etmiştir,su vermiştir,limon vermiştir,hatta beraber slogan atmıştır bu birilerine kapak olur umarım. *
peki polisin böyle açık bi şekilde aşırı şiddet kullanmasının ardında kim var!nerden buluyorlar bu cesareti!
emirleri veren insanlar kimlere güveniyor!
yanlışlıkla nasıl hastane acil servisine gaz bombası atılabilir aklım almıyor. kocaman hastane tabelasını görmemek için kör olmak gerekir ya da okuma yazma bilmemek gerekir. nerdeyse böyle bir olay yaşanmadı denilecek, basın olayı haber yapmasaydı inkar edilme olasığı çok yüksek olan olaydır.
şimdi inkarın başka şekli ile karşı karşıyayız "yanlışlıkla".
provakatörlerin hastahaneye sığındığını gören polisin engelleme çabasıdır abartmayalım. olup bitenden haberdar meraklı kalabalığın canı yanınca elinde ki bebeyi kameralara sallayıp show yapan baba müspettesi her şeyi özetliyor sanırım.
polisin eğitimsizliğine işaret ettiğini ümit ettiğimiz olaydır. ne de olsa eğitimsizlik zamanla aşılabilir.
önüne geleni polis olarak almaları sonucu ortaya çıkan durum.

dünkü haberlerde bir görüntü vardı bir grup polis önce gaz bombası atıyor bir sokak arasına ardından üç-beş polis de koşturmaya başlıyor. o sırada amirleri olduğuna kanaat getirdiğimiz biri diğer polislerin arkasından bağırıyor "gel lan burayaaa gitme diyom sana, gelsene laan gel diyoz işte."

askeriyeye kulp bulan kişiler orada bunun binde birini bile göremezler. polis halkı koruma amaçlı olarak başladığı günü halkı döverek bitiriyorsa güzide polis teşkilatının nelere alet olduğunu düşünmeliyiz.
manidar bir temel fıkrasını hatırlatan hadisedir...

bilirsiniz hani, temel'in kamyonunun frenleri patlar ve temel kontrolu kaybeder, sağ tarafta pazar vardır sol tarafta da ufak bir çocuk. temel düşünür; ya çocuğu ezeceğim ya pazara dalacağım...bir tercih yapmak zorundadır temel.

ertesi gün gazetelerde şu manşet yer alır;

temel kamyonla pazara girdi; 50 ölü

temele sorar hakim; kardeşim madem iki seçenek var neden çocuğu tercih etmedin de pazarı seçtin ?

-ben aslında cocugu seçtiydum çocuk pazara kaçında da peşinden gitmek zorunda kaldum !!!

özetlersek; gösterici hastaneye kaçınca gazı oraya atmak durumunda kalduk efendiler !!!
sabah altıda aldıkları atış serbest emrini uygulayan polislerin olağan hareketlerinden biri. emir kulu onlar, orantınıza gayta bocalayayım.

insanların insanlara nefreti bu uca hiç taşınmamıştı. hiç bir sağcı-solcu çatışması bu raddede şiddet içermemişti.

halk içerisinde hükümetin erksiz erki ile başlayan kutuplaşma ve nefret, bunu kullanan kolluk güçleri ile son noktasına gelmiş bulunuyor. saat 6:30'da, sadece disk önünde bulunduklarından dolayı insanlara su sıkılması, göz yaşartıcı bomba atılması. daha ne gösteri var ortada ne de herhangi bir eylem. nefret hükümetten valiye, validen emniyet amirine oradan da polise akıyor. sanki bulduğunuz yerde öldürün emri verilmiş tepeden. emek ve emekçi lafına tahammül sıfır, yakalayın! vurun! tutuklayın! ezin!

polis aynı polis, işkence tezgahları sokaklara taşınmış. hükümet erki ile yasallaşıyor. %47'yi alan, halka işkence etmek, dövmek, izini sürüp kuytuda hacamat etme hakkını da alıyor. bunun adı oluyor özgürlük, özgürce ifade ediyorlar işçiler kendilerini, kendi bayramlarında, 2 dakikalığına ve içlerinden olmak koşulu ile.

tahammülsüzlük, sınırları aşıyor ve yobaz kafaların sinsi gülüşlerindeki parlayan, kan damlayan dişlerine dönüşüyor.

işçi bayramımız kutlu olsun ama içimizden söyleyelim, kimse duymasın, zira bu ülkede özgürlük sadece türbandır, baş bağıdır. mollalar duymasın.
gösterici grubun (bana göre)çirkefçe hastaneye kaçıp burya gelmezler nasılsa mantığıyla hareket ettiği, polisin ise mikrobu nerde olursa olsun yok etmek mantığı ile hastaneye daldığı ve anlamsız bir şekilde olayda gaz bombasının kullanıldığı eylem.

sormak gerekir aynı polis meydanda atınca gaz'ı sorun yok eylemci bunu pek dert etmiyorda hastanede bu dert oluyor. evet büyük ve ölüme sebep olacak bir hata. akşam yapılacak mühimmat sayımında kim olduğu zaten piyasaya çıkar o memurların ve büyük ihtimalle de kızağa alınırlar lakin;

o kendini bilmez gösterici grup işin çirkefliğine kaçıp neden hastaneye gitti anlaşılamamıştır.

canımızı kurtarmak için diyenlere sorarım polis senin can emniyetin için orada zaten, sen polisle çatışırsan kime gideceksin can güvenliğin için ? kafan basıyor mu ?
içlerinde sağlık sorunu geçirenler oldu, yaralananlar oldu eyvallah da neden toplu halde hastaneye kaçıldı ?

uludağ üniversitesinde de yakın zamanda olay çıkmış jandarma hastaneye kaçanları hastanenin içine girip tek tek ayıklamamışmıydı ? orada olanla tek farkı kitle azlığından dolayı gaz kullanılmamasıydı. zihniyette bi farklılık yok.

eylemci gösterici grup buraya gelmez burda kamufle olurum mantığıyla hastaneye kaçıyor,

kolluk kuvveti de duvardaki çivi deliğine girsen çıkartır zopalarım diyor huzuru bozarsan.

nihayetinde polis hastaneye girdiği için kafada yanlış yapmıştır, büyük kitleyi dağıtmak için elinde copla allah allah nidasıyla koşan bi polis de tahayyül edemiyorum henüz, lakin bizim milletimiz eylem yapmaktan organize olmaktan bihaber olduğundan mütevellit karı gibi gidip hastane, alışveriş merkesi vb yerlere kaçarsa böyle durumlarda yaşanır.
tasvip etmemekle birlikte şunu da kabullenmek gerektiği inancındayım;
- ya emmeye gelirsin ya gömmeye, kıvırmakla kimse bir yere varamaz, meydanı boş görünce bağır çığır, copu gördünmü hastaneye kaç

yok öyle kusura kalmasın kimse, önce eylem yapmayı öğrensin bazı gruplar ondan sonra böyle manzaralarla karşılaşmayız zaten.

adam gibi gidip eylemini yapanlara sorun bakalım onların yaptıkları yerde bu tür olaylar olmuş mu ?

edit: vurun bu kahpeye de**
özel silahla atılan bir bomba nasıl yere düşünce patlıyo anlaşılır gibi değil. fabrikadan çıktıktan sonra hep mi kucakta taşınıyo bu malzeme.
toplum olarak her seyin bokunu cikarmaya pek merakliyizdir.

aha bir dune donelim, dunyanin 120 yildir gule oynaya kutladigi 1 mayis isci bayrami'ni, bizim nasil rezil ve mundar ettigimize bir bakalim.

galiba bu tip seyler bize gelmiyor, alismamis gotte don durmuyor malesef. bu isin yanisi.

bir de isin yahnisi var. ( internet yahnisi )

tam evlere senlik;

neymis efendim polis acil servise bomba atmis, polis orantisiz guc kullanmis. vur abaliya anasini satayim. meydan ( internet ) bos nasil olsa. aha isin yahnisi de bu. lan, elestirirken, bu kadar mi abartilir, bu kadar mi gaza gelinir birader. neredeyse elimize bir polis gecse, onu bir kasik suda bogacaksiniz. ustelik bunu, polisiye bir olay basimiza geldiginde yine polise dort elimizle sarilacagimizi bile bile yapmiyor musunuz. tam yahnilestiriyorsunuz olayi.

unutmayin ve

(bkz: polis bir gun size de lazim olur)

yani, turk polisi'ni, haksiz ve orantisiz bir sekilde elestirerek, bazi siyasetciler ve sendikacilar gibi riyakar, utanmaz ve sikilmaz olmayalim diyorum. sevelim ve sevilelim diyorum.

en son olarak da,

(bkz: olur boyle vakalar turk polisi yakalar)

diyor, hepinizin gozlerinizden opuyorum.
''kolejin ilk günlerinden başlayarak akademiden mezun olana kadar ışık evlerinde eğitilen polisler bugün emniyet teşkilatının her kademesinde ve kilit noktalarda görevde bulunuyorlar.''

--spoiler--

(bkz: fethullah ın copları)

Yazar: zübeyir kındıra- su yayınevi
savaş anında bile yapılmayacak bir olaydır. yanlışlıkla yapıldığı söylentileri vardır.
halkın polisi değil, bir ideolojinin polisi olduğunu gösterir.
güncel Önemli Başlıklar