bugün

kahredici bir durum. düşünsenize pikniktesiniz ve salatalık domates söğüşü, haşlanmış yumurtayı, eti tuzlayamıyorsunuz.
Benzer his için;
(bkz: tuvaletten çıkınca sabun olmadığını fark etmek)
(bkz: savaşa giderken silahı unutmak) (bkz: sınava girmezden önce giriş belgesini unutmak)
ben varken mümkünsüzdür. tuz ve su unutulamazdır, unutulmasına izin vermem. en az 10 değişik yere koca koca tuzluklar koyarım, en son çantamda da her daim tuz olur. zira tuzsuz hayat çok yavandır.

kilo ve tansiyon sorunum yoktur, küçükken de keçi gibi tuz kayalarını yermişim. tek sorun akabinde litrelerce su içmem.
iyi bir piknikçi asla tuzu unutmaz.

(bkz: hanım tuz dedi içim cız dedi)
Çok da dert edilmemesi gerekir. Yan masadaki piknikçiden istenir. Karpuzla teşekkür edilir. Paylaşmak güzeldir.
Pikniği Everest dağının zirvesinde planlamadıysanız şayet, gençlerden biri yakınlarda konuşlu bulunan market, bakkal, büfe tarzı yerden tuz alıp gelebilir.