bugün

hazin bir ayrıntı. peygamberler daha ziyade şiddet ile egemenlik kurmayı tercih etmişlerdir.
Allah’ın rahmeti sayesinde sen onlara karşı yumuşak davrandın. Eğer kaba, katı yürekli olsaydın, onlar senin etrafından dağılıp giderlerdi. Artık sen onları affet. Onlar için Allah’tan bağışlama dile. iş konusunda onlarla müşavere et. Bir kere de karar verip azmettin mi, artık Allah’a tevekkül et, (ona dayanıp güven). Şüphesiz Allah, tevekkül edenleri sever.

ALi iMRAN Suresi 159.
Hayır onlar da seçim üzerine geldiler ama Allah'ın seçimi üzerine. Yeni bir dine öncülük yapacak insanı o dine mensup olmayanların seçmesi mantıksız olmaz mıydı?
islam Peygamberi Hz. Muhammed (s.a.s) için de aynı şey söz konusudur. Halkın onca hakareti, onca saygısızlığı, onca çeşitli işkencelerine rağmen, ümmetinin hidayetinden başka bir şey düşünmüyor ve onların sapıklık ve felaket yolunu seçmelerinden dolayı üzülüyordu. Hatta Cenab-ı Hak sevgili Peygamberi'ni uyarmak zorunda kalıyor ve: "Neredeyse, onlar inanmadılar diye, onlara üzülerek ve peşlerine düşerek kendini helak edeceksin"(kehf/6)) buyuruyor.