bugün

1951 tarihinde Paris Antlaşması ile Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu (AKÇT)kurulmuştur. Kömür ve çelik ticaretinde serbestlik, pazarlardaki sınırlama ve ayrıcalıkların ortadan kaldırılması, işçilerin serbest dolaşımı amaçlarını hedeflemiştir.
osmanlı devletinin çöküş dönemlerinde fransa ve ingiltere nin yardımlarıyla en az hasarla döndüğü antlaşmadır. antlaşmaya göre eflak-boğdan serbest bırakılacak. avrupa osmanlı devleti topraklarını garanti altına alacaktır.
en sikimdirik maddesi ise
osmanlı kendi denizinde savaş gemisi bulunduramıyacak bununla birlikte rusyada bulundurmayacaktı.
londra boğazlar antlaşmasındaki kanunlara geri dönülmüştür.
Bu antlaşmanın dördüncü maddesine göre, azınlıklar lehinde ıslahat yapılması öngörülmüştür ve akabinde Islahat Fermanı yayımlanmıştır.
Antlaşmanın genel hatları incelenirse, savaşı kazanan kanatta yer alan Osmanlı Devleti nötr bir vaziyette hatta eksi taraftadır. Herhangi bir toprak kazancı olmamış, Ruslar işgal ettikleri yerleri boşaltmıştır o kadar.
Osmanlı Devleti'nin tek kazancı ise,bundan sonra Avrupalı bir devlet olarak tanınması gösterilebilir.
1856 yılı antlaşmasında* taraf devletlerden herhangi birini kapsayan kendi denizinde(veya düzgün şekliyle söylersek; kıyısı olduğu denizlerde) donanma bulundurulmayacak gibi bir madde yoktur. sözkonusu madde; ''Karadeniz tarafsız olacak ve askerlikten tecrit edilecektir. Karadeniz'deki tüm tersaneler yıkılacak ve hiçbir devletin donanması bulunmayacaktır.''** olup Osmanlı Akdeniz, Adriyatik ve Ege Denizi'nde (varlığı ile yokluğu belli olmayacak düzeyde olsa da) Rusya da Baltık Denizi ve Pasifik'te donanma bulundurmaya devam etmiştir. (Kastedilen Karadeniz olsa bile o dönemde karadeniz'in bir türk gölü olma vasfı çoktan yitirilmiştir.) Bu sayede de Rusya'nın sıcak denizler politikası sekteye uğramış ve hatta durdurulmuştur batılı devletler tarafından.