bugün

oğluna flüt alamayan adamın ülkücüsüdür üstadım, ccc'sidir.

biz ki yıllarca, oğluna flüt alamayan adamın derdiyle dertlenmiş, bu acı ve ızdırap ile hayatımızı idame etmeye çalışmış milletiz.
biz ki bu yüzden her flüt görüşümüzde derin duygulara kapılmış, saatlerce ağlamış bir milletiz.

böyle duygusal aktivitelerin yaşandığı hal ve hayallerde iken bir darbe daha yedik. yıkıldık, iplerimizi yaktık.

bu darbe ki bize devlet'imiz, bahçeli'miz tarafından atıldı. osmanlı tokadı hızında gelen bu acıklı durum yüzünden: ''ah biran önce seçim olsa da mhp'ye oy verebilsek, bahçeli babamızda çocuklara püskevit alsa'' düşüncesine girdik. lakin aklımıza, evde aylarca durup da kimsenin tenezül etmediği püskevitler geldi. bu püskevitler ki çaylara bile bandırılamayacak derecede bayatlamış, eski gücünü yitirmiş püskevitlerdi. el alem oğluna bir püskevit bile alamaz iken biz nasıl olur da bunlara tenezül etmezdik. üzüntü verici bir nokta da bu olsa gerek.

şimdi efendim,

devlet bahçeli bu üslup ile bir yere varamaz. çünkü bu liderimizde: ''istemdışı cem yılmaz oluverme'' sendromu var. elinde değil biliyoruz. ama bir anda oluveriyor işte.
adam, ciddi konuları bağıra bağıra en duygusal şekilde söylüyor lakin karşı taraf ise bu sözlere katıla katıla gülüyor. bu işte ters bir durum olduğu aşikar. sorunun hangi tarafta olduğu ise isviçre'li bilim adamlarının alanına giriyor. ölçsünler, tartsınlar da 40'ı bulsunlar.

şimdi de reklamlar:
akşamaaa babacığııııım, unutmaaaa püskevit getiiiir. *
(bkz: hahaha tamam şimdi siktir git)