bugün

tanım: küçükken mahalle aralarında oynanan oyunlar esnasında topa basmak, ayağı takılmak gibi dangalakça sebeplerle ağır yaralanarak ortamın içine eden, bütün eğlenceyi bozan çocuktur.

bu malesef ki benim kardeşimdir aynı zamanda. kendisi küçük yaşta olmasına rağmen her gün "maxim maxim (bana adımla hitap eder hep) beni de götür, ben de oynamak istiyorum" gibi yavşakça tavırlarla peşime takılır kendinden yedi sekiz yaş büyük hayvan kılıklılarla oyun oynamak isterdi. bir gün yine peşime takılan kardeşimi evde kalmaya ikna etmeye çalışırken annemin "hadi yavrum onu da al yanına kenarda izler sizi" demesiyle irkildim, kendimden geçtim, kalp krizleri geçirdim, eh be anne yapılır mı bu? aldım kardeşimi indim bizim tayfanın yanına. baktım bunlardan biri futbol topu almış yeni, cilalı, parlak. topun yüzeyinde kendimizi görüyorduk o derece. yaklaşık 2 saat topa bakarak orgazm olduktan sonra takımları kurduk başladık maç yapmaya. biz her gol atışımızda "koyduuk muu koyduk muu" diye coşarken kardeşim olacak dengesiz duran topa depar attı. biz ne olduğunu anlamadan çocuk topa tekme atmaya kalkıştı, topun üstüne bastı, kafayı gözü ankara büyükşehir belediyesinin itinayla yamuk dizdiği kaldırım taşlarına çarpmak suretiyle patlattı. ben hemen kardeşimin yanına koştum, diğer piçler de arabanınn altına fırlayıp patlayan topun başına. ulan bu kadar mı insafsız olunur be kimse kardeşimle ilgilenmemişti. insan hayatının ne kadar değersiz olduğunu anlamam da o tarihlere tekabül eder. bu sırada olayı camdan gören annem koşarak aşağı indi apar topar hastaneye gittik. mahalledeki ibineler de toplarının yasını tutmak için evlerine dağıldılar. böylece sabah 11 de başlayan eğlence yaklaşık 10 saat erken bitmiş oldu. hep kardeşim yüzünden hep. ulan topa da üzülmedim değil hani.
Benimdir o maalesef. Sanırım on bir yaşındaydım, bir arkadaşımın doğum günü partisine gitmiştik ve onun odasında deli gibi hoplayıp zıplıyorduk. Herkes halinden mutlu görünüyordu. Bir grup yatakta bir grup yerde kendinden geçmekteydi. Ben yataktaki grupla odayı resmen sallıyordum ta ki zıplarken kendimi kıç üstü yatağa bırakıp kafamın arka üst kısmını yatağın yanındaki yastıkla bile kapatılmamış, eski tip kaloriferin sivri kenarına gömene kadar. Önce büyük acıyla kafamı yastıkların birine dayadım, sonra yastıktaki kanı görünce çığlığı bastım. Kafamı nereye koysam ciddi miktarda kan izi bırakıyordum ve haliyle apar topar hastaneye götürüldüm. Kutlama mı? Kimse ne olduğunu bile anlayamadan bitmişti.
sakatlığı, oyuna devam etmesine kesin engelse, tüfekle vurulması gerekir. *