bugün

türkiye'nin bir millet meclisinin olmasına rağmen, o meclisin karar vermesini bir kenara koyup, her türlü şeyi referanduma götürmektir.

önce şunu diyelim; seçimlerde uygulanan %10 barajı, halkın adil şekilde mecliste temsil edilmesine imkân tanımamaktadır.
ayrıca ysk'nın hileleri de seçimlerin adil şekilde yapılmasına engeldir. mevcut bozuk sistemin en büyük çocuğu olan akpnin robot gibi olan milletvekillerinin, beyinlerini değil cüzdanlarının şişkinliğini kullanarak karar vermelerinin geçerli bir tarafı yoktur. yukarıdaki paragrafta bahsi geçen meclis, böyle dolambaçların, pisliklerin olmadığı temiz bir sistem ile yapılacak seçimin sonucu olacak meclistir.

gelelim ana konuya.
"canım götürek işe referanduma, halk ne diyorsa o olsun" diyorlar.
o zaman soruyorum kendilerine.
velev ki *, "türban konusu referanduma gitsin, halk ne derse o olsun" diyen kişinin tüm mal varlığının halka dağıtılması ile ilgili bir referandum yapılsa. halk ne isterse o olsun dense. toplumun büyük kısmı fakirlik içerisinde olduğu için halk büyük çoğunlukla evet diyecektir dağıtılmasına. o zaman ne olacak? hadi halkın isteği olsun. yer mi?

demek ki neymiş, burası bir hukuk devletiymiş.
hukuka göre davranmak gerekirmiş.
(bkz: türban)
--spoiler--

evet yeni referandum konumuz;
- ot mu?
- bok mu?

--spoiler--
Basiretsiz bir muhalefet karşısında, ota boka hayır demenin muhalefet olduğunu zanneden anlayış veya anlayışsızlık karşısında, izlenebilecek tek yol halkın desteğidir.