bugün

otobüsteki gereksiz uyarılar boşa gitmesin diye tepkisel davranmak adına ağzını burnunu otomatik kapıya kırdırtmak için bekleyen vakur sade vatandaştır. askerdeki "yanan sobaya sarılmayınız" türündeki uyarılardan, belediye otobüsündekilere kadar her türlü gereksiz uyarı levhasına gıcıklanmış ve hırsını kendinden de alacak olsa tepkisini göstermek istemektedir bu abi. "küvezde ağlayan çocuklara işemeyiniz" türünden bir uyarı karşısında bile tepkisel davranma potansiyeli vardır. bıkkındır.

planlıdır elbette. önce gidip şöförle uzun bir sohbete girdikten sonra arkaya doğru ilerler, orta kapı sularında mevzilenir. durakta inenleri fırsat bilerek basamaklara atar kendini. evine kilometrelerce uzaktaki bir durakta inmek için düğmeye basar, otomatik kapıya yaklaşır. kafasını kaldırıp son kez "otomatik kapı çarpar" yazısına bakarken içinden pis bir sırıtma hissi geçer. otobüs durağa geldiğinde şöför orta kapıyı açar ve orta kapı kıl vatandaşa tekme tokat girer. ağız burun bırakmaz, kanatır, dağıtır.

şöför amca çok bilmiş bir hareketle, "otomatik kapı çarpar demiştik" der, diğer yolculara ders verircesine. ve kıl vatandaşın ağzından o manidar cevap gelir:

+sikerun böyle uyarının ızdırabını!