Otobüste yaşanan, yazarların tuhaf karşıladığı durumlardır.
Kuvvetle muhtemel otobüste yaşanmışlardır.
arkadan elini yumruk yapıp bel çukurunuza bastıran teyzedir. teyze sen bastırınca daha hızlı ilerlemiyoruz neden bana zulmediyosun.
Bir gün otobüste cok sevdigim bi kitabımı unutmuştum. Otobüsten inince geldi aklıma, otobüsün arkasından koştum arka kapısından içine resmen atladım. Benim açımdan değil ama o an otobüste olanlar için gayet tuhaf bi durumdu.
10 durakta ne yaşanabilir ki dedirten durumdur. Ama ş.arası otobüs ise durum değişmekte işin içine biraz muziplik ve fantazi girmektedir. Yolcunun tuvalette unutulması, bilmeyen yolcuyu eskişehir yerine bozöyükte indirilmesi valizlerin karışması ki başıma 2013 antalya dönüşü gelmiştir ve suçlusu havataş denilen belediye zorbası taşıma firmasıdır. Gerçekten birbirine çok benzeyen o zamanında gazetelerin kuponla verdiği valizlerin seyahatte nasıl karıştıklarını bildiğimden farklı olarak bir spor bir valiz ile gitmeme rağmen dönüşte çantamın bir boy küçüğü kendisinde de olan hanımefendi çantamı almış, eve geldiğimde fark ettim durumu, valizde reçel falan olacak derken, sıkmıyorum kadın iç giyimi ve pijamalarını buldum, az birazda makyaj malzemesi ve gidilen oteldeki davetli olunan düğüne ait fotoğraflar... valizin sahibinede öyle ulaştım sora sora... hanımefendi benimle taksim gezi pastanesinde buluştu, iki ajan gibi geldik surat biraz kızarık ötekinde... merak etmeyin dedim sizin çantanızı bizim hanım açtı şahsi eşyalarınızın olduğunu söyledi ben görmedim dedim o zaman nedense bir gülümseme geldi bizimkine, kusura bakmayın biz ertesi sabah çantaları toparlayacatık ki annem açmış çantaları reçellerin bir kısmını komşulara dağıtmış çoğunuda büyük bir kavanoza aktarmış deyip kalan son karpuz reçelini bana verdi size borçluyuz ne kadar ödemem gerekiyor dedi, bende herşey para değil dedim kader buraya kadar getirdi dedim-yok lan yok otele gitmedik abazalar-bir kahve ısmarlarsanız ve de arkadaşımın evini size gezdirirseemmm-lan yok be kahveden sonrası yalan topla pantalonunu- dedim cezanızı ödemiş sayarım, kısmet sizeymiş dedim. valizi bulduğuma şükrediyorum dedim ilk defa kullandım iyi de para verdim deyince aaa bende ilk kez kullandım bu çantayı dedi...ister istemez gene kader işte... dedim... sonra, isterseniz kahvemize odada devam ederiz dedim o da elbette diyerek kabul etti- yalaaaann, kızma len ergenim takılıyorum sana işte- kahveler sipariş edildikten sonra en iş yapıyorsunuz muhabbeti oldu o boş dakikaları doldurmak adına, evde hanım bekliyor misafirliğe gidicez akşama acelemde var bir yandan, dedi ki ben rusya konsolosluğunda çalışıyorum mütercim olarak dedi. yaa ne güzel iş falan derken yan iş olarak konsolluğun kültür ateşesinin himayesinde türk-rus buluşması etkinlikleri yaptığınıda öğrendim ne güzel dedim firmalar birbirleri ile tanışıyorlar hayır dedi firmalar değil insanlar tanışıyor kaynaşıyor bazıları evleniyorlar dedi... ben kahvelerin gelmesi ile biraz duraksama şansı bulup anlamaya çalışma adına kim kiminle tanışıyor diye saçmaladım. türkiyede yaşamak isteyen öğrenci ruslar ve ev hanımları ile türkleri tanıştırıyorlarmış. fuhuş şebekesi mi lan bu derken kartını uzattı bana gram olarak oldukça kallavi konsolosluk kartvizitini verdikten sonra, eee nasıl gidiyor peki bu aktivite dedim. o da pek iyi gitmiyor dedi 2012 yılında 155 2013 yılında ise 400 den fazla hanım gelmesine rağmen tanışmaları pek olumlu geçmediği için ancak %10 'u eş bulabilmiş... eee tabii dedim bizim erkek milleti genç sever ne yapsın sibiryalı teyzeyi deyince geri dönen kızlardan bazılarının fotoğraflarını gösterdiki inan 17 yaşımda olsam fotokopisini çeker...neyse neyse...giden cevherlerin yakutların elmasların haddi hesabı yok. Şaşırdım tabi neden peki dedim, türkiyeden pek ilgi görmüyor kızlar geri dönüyor. ha bu arada sadece kızlar değil erkekleride geliyormuş evlenmeye onu da duydum, azmış ama geliyorlarmış. Soruma cevap olarak büyükelçilik himayesinde kurulan internet sitesinde ülkeye gelecek hanım ve beylerin fotoğrafları yaklaşık 1 ay öncesinden konularak buluşma mekanı hakkında bilgi verildiğini söyledi, sorun ise büyük, fıkra gibi... adayların özgeçmişleri dahil herşey bildiğin kril alfabesi ile yazılmış rusça, yahu dedim site rusça geldiğin yer türkiye tabi olmaz dedim. istanbul konsolosluğu ingilizce için çalışmaları yaptı dedi, ohooo dedim sen bizim ingilizceye ne bakıyorsun, derdimi anlatacak kadar deriz anlat dersin anlatamayız dedim. bu ne kadardır devam ediyor dedim yaklaşık 6 yıl! deyince ... nerdeydiniz be 6 yıl önce kaardeşim dedim. madem bu kadar konuştuk bu 6 yılın acısını vodka eşliğinde çıkarmak için sizi deniz manzaralı otel odama götüreyim ne dersiniz ded...!- al şu yerdeki peçeteyi birşey anlatıyorum burda di mi ya- sonra el sıkışarak ayrıldık. sitenin adresininde kızın irtibat numarasınında olduğu karvizitin kot pantalonumun cebinde kurutma makinesinden muşmula olmuş halini görünce gitti dedim suyun kaynağı...işte oturdum yazdım, beğendiniz mi yaptığınızı, üzüldüm işte, siz üzülmeyin kardeşim neden üzülüyorsunuz ne yapacaktınız o kartla hem siz? di mi ya..
iş çıkışı otobüsün ilk durağından bindim 4lü karşılıklı koltuklar var ya heh oturdum işte onlardan birine. Karşıma orta yaşlı bir adam oturdu kalan iki koltuğuda kıyafetlerinden ve ellerindeki kitaplardan anladığım kadarı ile imam hatip okuyan iki kız doldurdu.
Gidiyoruz ama herkesin iş çıkışı olduğundan trafik yoğun 10 dkda anca konaktan basmaneye varabildi otobüs içeriside tıklım tıklım. Neyse bir kız, sanıyorum 15-16 yaşlarında demire tutunmuş umarsızca kalçasını sallıyor kulağında kulaklık ilk önce fazla takmadım ama cam kenarında değildik ben ve karşımdaki adam o sebeple kızın kalçası adama sürtünüyordu. Adam erekte oluyordu yani doğal olarak. iki büklüm oldu sonra utancından yol boyunca nasıl kapatacağını bilemedi. o gün o otobus eve varmak bilmedi. 30 dk lık yol 1 gün gibi geldi. Kız oynadıkça oynadı adam utancından yerin dibine girdi bende sinir oldum.
metrobüs'ün durağa boş gelmesi.
birine para uzatır mısın dedim dövecekmiş gibi baktı sanki benim parayı ver dedim.