bugün

malum, yaz aylarındayız. havalar sıcak, bunaltıcı. donu kıçına yapışıyor insanın, o derece. ama maalesef bu sıcak havaları katmerli sıcağa dönüştüren bir yer var: belediye otobüsleri.

herkesin ntv muhabiri gibi, uçağı da olmadığından mecburuz bunlara binmeye. neyse, bindik. e hava sıcak, pişiyoruz. zaten otobüsün içi ana-baba günü. hatta oradan yeni ana-babalar çıkacak kadar kalabalık. düşünün yani. zaten hava 37,8 celcius* bide bu kalabalığın nefes alış-verişi, vücut ısıları, aralarda salmaları filan derken oldu mu sana 42,7 celcius. bir ara bu sıcak çekilmez hal almaya başlar ve işte o anda bir soru bütün bu sıcakları filan unutturur insana. bütün dikkatler o yöne akar. soru şudur: evladım camı açar mısın? evet, tam olarak böyle rica eder sizden teyzemiz. artık takati kalmamıştır zira. o yaşlıdır ne de olsa. pis yaşlı. bunak. neyse, konumuza geçelim: o soruya muhatap olan genç artık sıçmıştır arkadaş. kaçarı yok, o camı açması lazım. bi de işin kötüsü herkes o tarafa bakar. bakalım n'apacak bizim delikanlı dercesine.

delikanlı soruya muhattap olmanın verdiği kızgınlık ve çaresizlikle cama doğru yönelir. içses: olm sıçtın lan, ya açamazsan.
elini uzatır. içses: yapabilirsin olm, hadi.
camın kafasını tutar. içses: hıppppp.
ve çeker; olmaz. bir daha dener; olmaz. arkadan: hadi naim, hadi koçum sesleri eşliğin de üçüncü kez de dener ama başaramaz, olmaz. zira cam, açılmamak üzere dizayn edilmiştir sanki. hani millet bunalsın da sıcaktan erisin yavuşaklar diye düşünmüş bunu yapanlar.

gencimiz hayal kırıklığı ve umarsızlık içinde denemeyi bırakır ve kıvırmaya başlar: "yav nasıl yapmışlar bunu böyle arkadaş ya, ayıp ama. bu kadar millete yazık değil mi? yuh olsun lan bunu yapanlara. sana da yazıklar olsun kaptan, bizi nasıl bir otobüse bindirdin böyle. ya,bak,ya bırak ALLAH aşkına ya. indir lan beni ileride."

yaa, işte öyle arkadaşlar. siz siz olun, birisi size cam açma teklifinde bulunursa kabul etmeyin. yoksa bu gencimizin haline düşebilirsiniz. belki iyi bir çocuk olursanız şirinleri bile görebilirsiniz.
açılmayan camlar hep otobüsteki camlardır. yanına dünyalar güzeli bir kız oturur, hava kavuruyor, yakıyordur insanı. "camı açarmısınız" der. "tabi ki" dersiniz ama aslında açmam mı "pamık yüzlüm, gül cemalim, koala bakışlım" demek istemişsinizdir. eliniz cama gider, bir daha gider, yine gider ama o cam açılmaz. hubsle hubsle diye çekersiniz, yok nafile uğraşlar. o an çantadan tuğla niteliğindeki suç ve cezayı çıkarıp camı paramparça etmek istersiniz..
yaygın olarak başarılamayacağından, akışına bırakmak gerekir.
(bkz: en gergin anlar)
açtınız açtınız, açamadınız her şey biter.
-hanım efendi napıyosunuz
-camı açaçacam bunaldım,bulandım
-çekici bırakınız lütfen ben klimayı açiim.daha verimli olur.
-e hadi bakalım.
(#12643899)
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar