ikram edeceklerini hazırlamaya başlayan muavinin farkedildiği anda başlar ve içecekle yiyeceğin alındığı o keyif dolu ana değin sürer. kızgın kumlardan serin sulara etkisi yaratır.

bu gerginliği farklı farklı yaşayan tipler hep birarada bulunmasalar da her otobüste karşılaşılır.

tombik çocuğun pimpirikli fedakar annesi: oğlu/ kızı için fazladan alabileceği her ganimetin hesabını yapar; gerekirse kendi hiçbir şey almaz ama o tombik, tombikliğinden bir şey kaybetmemeli. tombik çocuk sağlıklı çocuktur. kocası eğer yanındaysa, tek başına yolculuk yapan orta yaşlı gibi davranır.

tek başına yolculuk yapan orta yaşlı ya da yaşlı: yolculuk boyunca uyuklamasına rağmen muavinin yapacaklarını hisseder, altıncı hissi kuvvetlidir. avının üzerinde dönen akbaba sinsiliğindedir, ikram faslı başladığı anda gözlerini dört açar, çakaldır.

tek başına yolculuk yapan genç erkek: siklemez görünmeye çabalar, ama pek başaramaz.
tek başına değil de arkadaşıyla ise siklemezlik yerini birdenbire geyik muhabbet çevirme ihtiyacına dönüştürür.

tek başına yolculuk yapan genç kadın: yolculuğunu mesajlaşarak ya da uyuklayarak geçirir, yer yer telefonla konuşur. esasında bir gerginlik yaşamayan tek tip budur ama biraz güzelceyse yavşamaya çalışacak olan muavini savuşturma planları yapar. yanında hemcinsi varsa en rahat tip bu olacaktır.
eğer ilk 2 sıradaki koltuklardan birindeyseniz, fazlaca yaşayacağınız durum. host gelene kadar, önden önden arabadaki ikramları keser, önceden bir karar vermeye çalışırsınız. host yaklaştıkça "acaba ikram tepsisini açsam mı" diye içinizde bir hesaplaşma yaşarsınız. ve en sonunda host gelir, ikramınızı alırsınız ve yolculuk devam eder.
bakkalda parayı uzatıp bakkalın para yerine poşete uzanmasıyla yaşadığınız gerkinlikle aynı olan durumdur.
(bkz: şehirler arası otobüslerde ikram anı gerginliği)

arayalım arayalım.
bazen bi bardak su isterken bile bi tedirginlik, sanki ''su mu? su mu dedin? siktir git lan sana bi damla su yok!'' diycekmiş gibi bi his, bi çekingenlik!