bugün

mizah dergilerinin en randımanlı bir şekilde okunduğu yerler toplu taşıma araçları, özellikle otobüslerdir.ülkemizde tabloid boyda gazete çıkmadığından mütevellit, gideceğiniz yere kadar size eşlik etmesi muhtemel- elinizden cep telefonunu düşürmeyen sazanlardan değilseniz şayet- tek yayın organı mizah dergileridir. (kitap dediğin evde okunur) bir çok insanın içerisinde komik şeyler okumak ve kahkahalar attıracak düzeyde bir espiriye ket vurmaya çalışmak, ilginç mimiklerle yolculara yakalanmayı da beraberinde getiriyor. bir kaç arkadaşınızla beraberseniz bu durum hafifletici unsurlarla; birbirinin sinesine gömülme, sırtına yumma gibi aktivitelerle geçiştirilebiliyor. ama tek başınıza iseniz birazcık iş sarpa sarıyor.bilmiyorum.
kendi kendinize güldüğünüzde yan koltuktaki bıyıklı göbekli abinin yada elinde şişle örgü ören yaşlı teyzenin bakışlarını şimşek gibi üstünüze çekecek olaydır.
otobüste gazete okumak eyleminden daha az kasan durumdur. Öyle ki, mizah dergisi, daha az yer kaplaması bakımından, okuyan kişiyi kasmaz, yanda oturan vatandaş he ne kadar, ''mizah dergisi'' okuyanı, sopalık bir zibiden farklı olarak görmüyorsa, gazete'nin, sayfa çevirip, rahat okuma probleminden yoksun olan, mizah dergisi, okuma işi daha basittir; bununla birlikte, otobüs ya da toplu taşıma araçları'nda herhangi bir mizahi mecmua okunduğunda genelde, yanınızda oturan kişi, ya da ayakta duranlar, sizin ne okuduğunuzu kesmekle kalmazlar, ''acaba komik bişiler var mı'', ''varsa biz de kapalım'', ya da ''usta bi elemanı çok uzun okudun, geç bakalım arka sayfaya, ersin* ne yazmış'' diyen tipler de vardır...
kendi kendine gülme etkisi yaratır güzeldir yine de.
otobüste bulunan diğer insanların sana "manyak mı lan bu" dercesine bakacağı durumdur. fakat o ara insanın hiçbir şey umrunuzda olmadığından şeyinize takmayacağınız durum olur.