bugün

aşırı hoşgörünün sonucu olarak ortaya çıktığını düşündüğüm durumdur, ingilizler, fransızlar ve bir çok emperyal devlet gittikleri yere dil, din ve hatta ırk götürmüşlerdir.

bu yüzdendir ki türkçe dünya dili değil , ulusal nitelikte bir dildir hala.
gayrimüslümlerden alınan haraç adı altındaki vergiden ötürüdür. osmanlının gidip avrupada toprak fethetmesinin yegane sebebidir. diğer sebebi de zırt pırt isyan eden orduyu meşgul tutmak, savaş ganimeti isteyen askerlerin isteğine karşı gelmemek. yoksa ne işin var macaristanda, avusturya'da.
barbar! türklerin fazlaca hoşgörülü olmasından dolayıdır. tüm osmanlı hakimiyetindeki tüm etnikler dillerini ve dinlerini koruyabilmişlerdir. diğer etniklere hoşgörü politikası ile hızlıca büyük sınırlara ulaşma ve bu sınırları koruyabilme amacını da taşıdığını söyleyebilirim. milliyetçilik akımına kadar da büyük ölçüde başarılı olmuştur ama milliyetçilik akımı devletin zayıf durumda olmasından dolayı osmanlı'yı oldukça etkilemiştir.

Macaristan Cumhurbaşkanı Pal Schmitt, ispanyol ABC isimli günlük gazeteye verdiği demeçte söyledikleri:

"Türkler tarafından 150 yıl boyunca idare edilmemizi şans olarak tanımlıyorum. Ülkemiz Türkler değil de başka bir millet tarafından alınsaydı, dilimizi ve dinimizi değiştirmemizi isteyeceklerdi, biz de asimile olacaktık."
Cizye diye bir vergi var. Bir bakın isterseniz. Osmanlı bazı tarım ve hayvancılık bölgeleri ile maden bölgelerini bilerek müslümanlaştırmamıştır.
Osmanlı'nın amacı hiçbir zaman din olmadı, sadece toprakları genişletmek oldu. o yüzden de bu kadar başarılı olmuştur.
(bkz: ibnelik olsun diye)
Dinde zorlama yoktur.
islam hoşgörü dinidir.Herkes inandığı şeyde özgürdür.
Böyle durumda insanın ilk kendisinin ne kadar islamiyeti anladığını sorgulaması lazımdır.
Türk dünyasında 200 milyon türk var ve genetik yapıları bambaşka. Oğuzlarla kıpçaklar, sibirlerle karluklar bunların genleri bambaşkadır. Düşün bakalım.
osmanlı devleti hakim olduğu topraklara hizmet götürme derdindeydi. bu yüzden hiçbir zaman emperyalist bir devlet niteliğinde olmamıştır. hakimiyet kurduğu toprakları sömürmedi, sadece hizmet götürüp, inşaa etti. dünya tarihinin en büyük medeniyetlerinden birini kurdu; türk-islam medeniyeti. fethettiği topraklarda kimsenin dinine, inancına ve mensubu olduğu etnik kökene karışmadı. ibadetleri, ayinlerini ibadethanelerinde serbestçe yapmalarına izin verdi. hatta yeni ibadethane açılmasına bile hoşgörülü yaklaşmıştır.
sözün kısası osmanlı devleti, türk-islam medeniyetleri arasında en büyük ve en mükemmel medeni bir devlettir.
osmanlı'nın gittiği yerlerin çoğusu müslüman zaten. bir tek balkanlar'da ve kafkasya güneyinde biraz gayri müslüm var. onlar da renk katmış ülkeye. öyle diyorlar. hem müslümanlaştırmak ya da asilime etmek için baskı yapsaydı, ermeniler kuyruk acılarını bu kadar hadsizce dillendirebilecek cesarete sahip olabilirler miydi? sanmıyorum!
Osmanlıyı beğenmez birileri ama dini bilinçli olarak yaşadıklarından ve zorlama yaparlarsa halkın isyan edeceğini bildiklerinden yapmamışlardır bunu. Şimdiki gibi "koy götüne, herkes Müslüman olacak (gibi yaşayacak)" dememişlerdir. Düşünmek lazım bazı şeyleri değil mi diego?
tesbih ve gülsuyu açığı vardı.
hoşgörü politikası.