bugün

"kendi en yükseğinden itilince herkes incinir..."
önder değil ama ender şair. seni yalnız ben anlarım ve tehlikeli belki adlı iki şiir kitabı vardır.
ve dünyanın en güzel adresine taşındım, senin yanına
kader renkli bir matematik gibi gerçekleşiyordu; senin matematiğin
ince abiler zemin katlarda ısrarla susuyordu
hiçbir kıza hiçbir soru ısrarla sorulmuyordu
gözlerinin adı ne?

aşkın en hoş şeklidir; yüz buruşturma siyaseti
geceleri gülümseme derslerinden sonra hiç uyunmazdı
ve sabah, sabah tetiği ilk çekenin hakkıydı, sonra
arkadaşlar için bir şarkı: ninna nanna: dünya
tek sıfır medeniyeti çift sıfır hayasızlıktı
isimler, sıfatlar, zamirler yerlerinden rahatsız
çocuklar çamaşırlarını sevinçle ıslatırdı

önce fotoğraflarda belirdi, belki adamları, bir dakikalık kadınlar
matmazel noralya ile filiz akın arasında
aşk intikamını çok korkunç almaktır
evlerden güpegündüz sarışınlık gasp edilir
oltalar balık kurtarmak için değildir
söz kalpten kâğıda düşer, şiiriyet cehennemdir

ve yüzyılın en güzel adresine taşındım
senin yanına
son kitabı beyaz savunma . osman konuk şiirin sürekli konuğu, misafiri.
"hiç ölüm emri vermemişler şiirden anlamaz".
kocaeli üniversitesi sosyoloji bölümü öğretim üyesidir.
"kendi en yükseğinden itilince herkes incinir" dizesinin sahibi büyük şair.
turgut uyar duymasın ama kendisine vurgunum. önderimiz, liderimiz canım şairimiz.

Açız, sevdalıyız, canımız sıkılıyor.
Türlü sevinçler kiralayacak paramız yok.
uyusam...

ah ulan!!

onu diyen şunu da demiş; görsel
kendisi bütün imgeleri elinden tutup şehri dolaştıracak kadar bilir.
gördüğü herşeyi şiire çevirebilir ya da zaten
herşeyi şiir olarak görüyordur...

edit:o üç nokta az biraz sanki yılların şiir eleştirmeniyim havası katmış olsa da kasti birşey yok,hareket tamamen topa.
1 yıl ders aldığım akademisyendir. ufuk açan, iyi yürekli olduğuna inandığım kişidir.
umarsızlık derdik senin bu haline
bağrımıza basardık
birer bağrımız olsa
hayvanını biner giderdin
uğurlardık, güzelce ağlardık

ben artık sen değilim biliyorsun
kimse sen değil

cenaze marşlarıyla karşılanacaksın , saygıyla
yaşamaya kalkma sakın, kuşkulanırlar
gençlik savından vazgeç
onları öldüreceksin sanırlar
tontonton bir adam ol
fıkralar anlat, taklalar at
fındık fıstık atarlar, ilgilenirler
ucuza bir vicdan alıp dilencilerden
rahatına bak

ben artık sen değilim biliyorsun
kimse sen değil

gencolmak
1983-1991
1982 yılında "Seni Yalnız Ben Anlarım" adlı, çok iyi bir şiir kitabı yazmıştır, yaklaşık 25 sene sonra 2. şiir kitabını çıkarmıştır. Neden bu kadar beklediğini çok merak ettiğim yazar. imge konusunda çok iyidir, türk şiirinin fazla bilinmeyen;ama değer verilecek şairlerinden biridir.

Bu yüzden kitaplardan yalnızca ıslık çalmasını öğrenebilirsin
Tüm iyiliğin filmlerin iyi bitmesini istemek
Ama bu kente gelirsen unutma beni ara
Sana bir çay ve temiz yaralar ısmarlarım
Öfkem geçer dinle yüzümü sevgiyle bakarım
Kimse değil, SENi YALNIZ BEN ANLARIM

Osman Konuk
--spoiler--

paha
bir delinin küllüğü. 49 kasım 2011. tam kırk iki gündür
işten güçten bir yere gidemedim. bir yere gidememek,
gitmekten daha pahalıymış.
saçmalık
filmin sonunu tahmin etmek
gönderilen şarkıdan bir şey anlamamak
birisi eski güzel günlerden bahsettiğinde (yaşarken kötüydü
yazarken neden güzel olsun)
el sıkışırken yüze bakmamak, (çok yoğun, çok önemli herifler)
sorusuna, sevdiği cevabı vermenizi bekleyen yayıncı, sunucu,
röportajcı
yani şöyle diyebilir miyiz diye güzelim fikre boyama kitabı
muamelesi yapmak (hayır, öyle diyemeyiz)
yeni tanıştığı birisini “ilerde işime yarayabilir mi” şeyiyle
süzmek
dünyanın en çılgın insanı olmak ve sonrasında gururla
kumbarasına bakmak

--spoiler--
seviyoruz sayıyoruz Osman abi'yi sağolsun.
--spoiler--
Ama bu kente gelirsen unutma beni ara
Sana bir çay ve temiz yaralar ısmarlarım
Öfkem geçer dinle yüzümü sevgiyle bakarım
Kimse değil, SENi YALNIZ BEN ANLARIM
--spoiler--

dizeleri ile geceme renk katmış şair.
yüzyılın fikriyle geldi.
kapının önündeki okyanus fikri
(bkz: seni belki sevmişimdir aşırı belki)
Klişelere sığınmadan mevzuları değiştiremeyiz. Bir yol üstü lokantasıdır osman konuk. Sözcük dökmüştür biryerlere. insan kötü kararlar verirken tanıdık birilerini istemiyor mu yanında? Mesele, 52 yıl sonra hiç bakılmayacak fotoğraflarda iyi bir yer kapmak değil miydi?