bugün

aynı dili konuşmadığın biri ile aynı odada kalmak çok zor . hele bide anlaşabildiğin ortak bi dil yoksa ayvayı yedin yani.
ben odada bi polonyalı bir arkadaşla kalıyorum. kendisi ingilizce bilmiyor. biraz fransızca biliyor. ee benim fransızcamda "bonjour matmazel"den ileri gitmez. ortak konuştuğumuz bi dil yok yani.

biz bu arkadaşla yaklaşık 3 haftadır aynı odayı paylaşıyoruz ve google translate aracılığyla anlaşıyoruz. bilgisayar başında birbirine bişiyler yazan bilgisayarı çevirip karşısındakinin görebileceği bi açıya getirip sohbet etmeye çalışan iki insan hayal edin.öyleyiz işte.

yani çocuk bilgisayarı kapatınca tüm iletişim kopuyor bitiyoruz biz o an. bi kere bilgisayarı kapatıktan sonra konuşmaya çalıştık yeminle iki maymunda farkımız yoktu. hayır google translatede düzgün bi çeviri yapmadığı ortada. biraz uzun bi cümle yaz herşeyi birbirine sokuyor. kaç defadır diyorum oğlana şuna kısa cümle yaz çeviremiyor google translate diyorum (bunuda yine google translate aracılığıyla diyorum oda ayrı bi olay) anlamıyor bildiğin kompozisyon yazıyor.

böyle belli başlı kelimelerle anlaşıoruz cümle kurma yok mesela clean dediğinde odayı temizlemek istediğini anlıyorum. shop dediğinde markete gitceğini filan anlıyorum.

geçen bana bi sürpriz yaparak "do you prefer ketchup or mayonnaise" dedi yeminle o an eksen kayması yaşadım cevap veremedim çocuğa bi süre sonra "yes of course" dedim.sonra düzelttim mayonez dedim ne bilim yes no question bekliyorum ben ondan böyle birden restaurantta çalışan garson tadında soru sorunca çocuk şaştım kaldım. hayır yani nerden çıktı bu soru diye düşündüm sonra hani çünkü bizim dolapta ikiside yok farketmez ki. he bide direk ketçap mayonezden girince 2. seviyeye ilginç oldu önce bi "ekmek" de " tuz" de temel gıdalardan gir ne öyle hemen ketçap mayonez filan ne bu burjuva tutumu.

gerçi o ekmek yemiyor fazla ama alıyor yinede kendine. geceleri ben yiyorum oğlanın ekmeğini, uyanık olursa soruyorum "bread" diyorum anlıyor hemen heralde sürekli ekmeğini yememden bıkmış olcak ki geçen bana ekmek almış.bi sevindirik oldum o an hatta sevindğimi anlasın diye "i love you" dedim çocuğa oda" i love you" dedi. o dakikadan beridir çıkıyoruz, mutluyuz!! filan oha bu nelan gay muhabbeti mi yapmaya başladım şimdide ayıp ayıp.şakaydı bu kısım sonra özel mesajlara maruz kalmayayım.

ayrıca kendisi acaip temiz titiz biri sabah kalktıktan sonra yatağını bi topluyo zannedersin ki bidaha uyumuycak artık o yatakta.
bu son kısmıda yazıyı gay muhabbetiyle kapatmıyayım diye yazdım. böylesi daha iyi gibi.
nijeryalı mıydı ugandalı mıydı bir oda arkadaşım vardı, onunla yaşamıştım bu durumu.

türkçe de öğreniyordu ama.
"ben cekirdek yememek" diyodu.
uğraşı çokmuş ama faydası azmış.
pragmatik pezevenge bak hele.