bugün

özellikle 19. yüzyılda türkiye'de ve dünyada modern anlamda ortaya çıktığı söylenebilen bir bilimsel alan. o yıllar ormancılık daha ziyade devlet gelirlerini maksimum seviyede arttırabilmek amacı taşırdı. bir yandan ormanı gelecek gelirler için korumak ama diğer yandan onu olabildiğince sömürmek amaçtı. rasyonel bilimsel method buydu.

az önce osmanlı'da ormancılığın tarihi üzerine bir doktora tezi okudum. bazen durup "ben ne yapıyorum" diyorsun.
iyi yapiyorsun. Orman iyidir, orman guzeldir.

Turkiye’de orman dedigin vakit, karadeniz, kafkas, ve balkan reyonlarini (region) anmak gerekir.

Ozune bakarsan eskiden anadolu’nun batisinda, orta kesimlerinde, oyle ki guney ve dogu bolgelerinde bile genis alana yayilan ormanlar var imis. imis.

Suan icin oyle bir sey soylenemez, garipler, bir basindan oteki basina iki (2) saatte yurunen yeri orman saniyorlar. Ancak degil, ve sakin aciyorum-uzuluyorum gibi bir anlam cikarilmasin.

Ankara’nin, adana’nin, antalya’nin, kayseri’nin yitirilen ormanlarini ivedilik ile yeniden yapilandirmamiz gerek, arap yarimadasi’ndan yalnizca kotu dusunce-kotu politik ideoloji degil, sicak da geliyor.

Ve boyle devam ederse ic anadolu bir yuz yil icinde cole donusebilir. Bu dramatize edilecek bir olay degildir, kesinkes cozulmesi gerekir.

Tanim ii: insan uygarligi icin elan gerekli-yuksek bir onem tasiyan odun ham materyalinin ana kaynagi olan bolgelerdir.