bugün

insanı derinden etkileyen olaydır. kelimelerle tarif edilemez.
sadece bir kez şahit olduğum olay. bir kez olması yetip de artıyor. olay şöyle gelişmektedir:

üniversitede öğrenci olduğum zaman hastaneye gitmekteyimdir. yolcu almak için durmuşuzdur. pencere kenarındayımdır. önce doğan görünümlü bir şahin hızla geçer sol tarafımızdan. o sırada önümüzdeki caddeden bir kamyon çıkmaktadır. adam manevrayla kurtulur. ardından arka tarafımdan motor sesini duymuşumdur. sol tarafımdan, omuzumun üzerinden motoro bakmaktayımdır. motor polis motorudur. hızla yanımızdan geçer ve aynı hızla kamyona dalar ve oturduğum yerin camlarına kanlar sıçrar...
birçok kez şahit olduğumdan, kelimelerle tarif etmeye çalışayım. kendi seçimim değil, keşke şahit olmasaydım.

çok uzun yıllar önce henüz ilköğretim öğrencisi olduğunuz dönemde, aynı hafta içerisinde 3 farklı ölüme şahit olmak vardır bir de..

okul çıkışı bir elim cebimde, diğeri g.tümde, salına salına, ıslık çala çala gidiyorum eve doğru. kimsenin olmadığı bu sokaktan geçerken, söylediğim şarkıyı bir çığlık sesi bölüyor. sese doğru bakıyorum ve gece otobanda giderken önünüze çıkan kedinin ışıldayan gözleriyle 1-2 saniye size doğru bakıp donakalması gibi donakalıyorum.. o 2 saniye bitiyor, refleks olarak kendimi 1 adım geri atıyorum ve sonradan konu komşu aracılığıyla intihar ettiğini öğrendiğim kadın, ayaklarımın ucuna büyük bir gürültüyle düşüyor.. tekrar o kedi moduna giriyorum. aradan saniyeler geçerken, gözlerimden de film şeritleri sarıyor. işin ilginci aklıma ilk 2 saniyede gelen tek şey, tek şahit olduğum için polisin beni alıp almayacağı soruları oluyor. neyse.. kendimi birkaç saniye içinde topluyor ve ilkyardım çağırmaya koşturuyorum. daha ilginci ise, olay yerinin hemen yanında bulunan poliklinik görevlisine, ''kadın balkondan atladı, kafa üstü çakıldı, koşun yardım edin'' dediğimde, eline bir adet tansiyon aleti alarak yardıma koşmasıydı. olayın şokuyla güleyim mi kızayım mı bilemedim..

yine aynı hafta içerisinde, önümde yürüyen kadına kamyon çarpması ve kadının ölmesi olayını, yaşının en fazla 10 olduğunu tahmin ettiğim çocuğun durakta yolcu indiren otobüsün arkasından yola bakmadan fırlaması ve başka bir aracın çarparak ona havada 40 takla attırması ve hayata gözlerini yumdurması olaylarını detaylı anlatmıyorum..

sadece bir haftada bu üç olayı yaşayan ben, demiştim o anki aklımla, ''allah'ım sıra bana mı geliyor?..''

bu ölüm haftasından sonra günümüze kadar başıma gelenleri de anlatıp, sizlerin keyfini iyice kaçırmayayım.

allah hiçbir insana ölümden daha büyük acılar vermesin. bizler birkaç defa yad eder unuturuz. zira ateş düştüğü yeri yakar.