bugün

araba, bilgisayar, telefon. aralarından araba öncelikli toplu taşıma araçlarında milletin ayağını, sabah yediği salatayı ve terini koklamaktan nefret eden birisi olarak.
Demokrasi, insan hakları.
umut ve hayaller diğer canlı ve cansızlar çok umrumda değil tabi bir de sağlık.
mikrodalga fırın. sapık gibi pişiriyor hem de zahmetsiz. ooh kebap.
gözyaşları.ağlamak da diyebiliriz.
size zayıf gelir belki ağlayan insan ama ben ağlamanın, ağlayabilmenin büyük bir nimet olduğunu düşünürüm.aksi halde içime ata ata aşureye dönerdim.~ ~
Bira, şarap, rakı, kitap, istanbul, sex.
Beyin diyeceğim de olmadan idare eden çok gördüm. Kim bilir biri de benimdir belki.
ananınski.
Sigara olum tabiki de.
su ve hava. yemek ve toprak.
Siyasal islamcılar.
Patates.
Galatasaray.
(bkz: tuz)

babam cocukken bize kral lear'ı biraz degistirerek anlatmıştı:
baba kral lear üç kızına kendisini ne kadar sevdiklerini sorar.
en büyüğü dünyalar kadar der.
ortanca güneşve yıldızlar kadar der.
en küçükse tuz kadar der.
bunun üzerine kral küplere biner ve en kücük kızını evden kovar.
sonrasında gelişen olaylar tuzun degerini anlamasına ve kücük kızından af dilemesine neden olur.

babam sayesinde uzun süre kral lear'ın konusunun bu olduğunu sandım. ahah ilahi baba.
Bana sorarsanız su.
tuvalet kağıdı bence .
inanç. Safi inanmaktan söz ediyorum. Neye olduğu mühim değil. Hiçbir şeye inanmayan insanların hayattan neyi umut edip yaşama sarıldıklarına anlam veremiyorum.

Hayat yeterince zor, somut ve soyut gerçekleriyle. insanın bu zorluklara katlanması için bir şeye inanıp ona sarılması lazım.
Para su bir de tatlı tercihen çilekli puding.
Pikniğe giderken top almak yada götürmek.
dünyalar güzeli karım.
Benim için Su karpuz ve Uludağ sözlük kesinlikle şüphesiz..