bugün

duvarlarda ya da kapılarda post-itler, "no smoking"ler, antisigaranomik penguen çıkartmaları gibi bilumum uyarı yazısının zerre tesir etmediği, aksini yapmaktan sadistçe bir zevk alınan gereksiz söz öbeği.
misal uyandım bi' sabah, gereksiz bi cumartesi sabahı ama lekeli biraz, yıkanmadan önce çamaşır suyuna batırılmamış gibi-öyle...
dolmuş kültablasını boşalttım. pencereyi açtım ve odayı biraz daha havalandırdım. dün gece yatağımda harika bir cümle yazdım ve sabah çoktan unutmuştum. bulaşıkları yıkadım, yerleri sildim, zil çalmadan kapıyı açtım. çünkü ben yapılması gereken şeyleri bir an önce yapmayı severim. o şeyi yapmadığım her saniye bana acı verir. çamaşırları ayırdım; renkliler, siyahlar ve beyazlar. dünyadaki her şey sadece üçe ayrılıyordu. en fazla üçe ayrılıyordu. daha fazlası abartmak oluyordu-dürüst olalım. dolmuş kültablasını boşalttım. bir sigara daha yaktım. mutfak tezgahını sildim ve bozulan yemekleri çöpe döktüm. ayakkabı bağcıklarımı bağladım, montumun düğmelerini ilikledim. perdelerimi gece olunca açtım, yatmadan önce makyajımı tazeledim ve pijamalarımı zaten hiç çıkarmamıştım. konuşmam gereken zamanların hepsinde ama hepsinde sıkı sıkı sustum. duş altında ağlamaya teşebbüs ettim. bulaşık süngeriyle gözlerimi sildim. tüm kapıların fermuarını çektim. dünyadaki her şeyin sadece fermuarı vardı ve şu dişli çarklar, palangalar, kaldıraçlar filan hepsi abartılmış sistemlerdi. kültablasını boşalttım. konuklara bir kurşun daha sıktım. pudra şekerinden karlar yağdırdım ve evet, bu küçük dağların hepsini ben yaptım! halının üstünde gözüme çarpan birkaç saç telini topladım. henüz dolmamış kültablasını boşalttım. çatısı uçmuş evin pencelerini biraz daha, biraz daha açtım ve odayı biraz daha havalandırdım. kırdığım tüm tabakları tek tek yıkadım, zil defalarca çaldığı halde kapının yolunu bulamadım. renklileri, siyahları ve beyazları ayrı ayrı yaktım. dünyadaki her şey sadece ikiye ayrılıyordu. en fazla ikiye ayrılıyordu. daha fazlası abartmak oluyordu-dürüst olalım. dolmamış kültablasını boşalttım. bir sigara daha söndürdüm ve mutfak tezgahının tümünü çekiçle kırdım. yaptığım tüm yemekleri çöpe döktüm. ayakkabı bağcıklarımı kestim ve montumun düğmelerini kopardım. perdeleri yatağıma serdim ve pencerelere makyaj yaptım.. ve durdum!
durdum.
yastığıma sarıldım.
yastığıma sarıldım.
dünyadaki tüm kültablalarını pencereden aşağıya attım.
yastığıma sarıldım.
odamda kül payı bir yalnızlık seansı; odamda çağ bozumu...

hangi odandan bahsediyorsun meleğim? üstüne bal sürülmüş bir dilim kızarmış ekmeği yiyip okul servisine yetişmeye çalışırken atkı-bere takmak için uğraşmadığın; yazları sıcak ve kurak, kışları ılık ve yağışlı iklimleri terk ettiğinde sen onbeş yaşındaydın. artık sana düşen, bayram tebriklerinde altı çizili, bold ve de italik "hayırlı nasip" dileyen büyüklerine "amin" demektir. şimdi odanda bir sigara iç. öptüm.

üstteki yazıyı çok beğendiğim için entry girmeme neden olan emir cümlesidir.