bugün

her şeyini vermek, her şeyini istemektir. nefesini üzerine kurmak, bu nedenle onun egolarıyla attığı her adıma sönüp tükenmektir. yanında olmak, konuşmak ya da mesajlaşmak, onu düşünüp özlemekten daha çok acı verir. titrersin belki, üşürsün sana dokunamadıkça, gözlerine akamadıkça, bedenini saramadıkça. ama ona verdiğin sevginin beklentisi öyle bir fazladır ki, her olağanüstü iyi olamayan hareketi veya yaklaşımı, kırgınlık ve acı verir utanmadan sana. ama onsuzken, hayalinde kurduğun gibi olur ya sevdiğin, ondan beklediğin bir şey de yoktur ya o an; işte özlemin acılarının içindeki güzel bakışlarının ya da bir kahkaha atıp sarılışlarının hayali bile yeter acının arasına güzel tatlar serpiştirmeye. ve bu yüzden aşırı sevgi yalnız kalmayı gerektirendir, incinmemek, ve aşırı ilginin bunaltımında incitmemek için...
tanımlanamamış duygulardan biridir ama vardır böyle bir şey. neticesinde hayatın bir gün bittiğini ve miktarını bilemesen de o'nu yaşayabileceğin günlerin ne de sayılı dolayısıyla ne de az olduğunu düşündüğünde ise kayboluveren duygudur. öyle ya da böyle yanınızda olmasını istersiniz.
çok sevmekten ileri gelmez, aşkına karşılık alamamış bireyin yaptığı eylemdir.
piskopatlığın kostüm değiştirmiş hali. yani aynı b.kun laciverti. bana göre psikolojik bir rahatsızlıktır bu.
sevdiğin kişinin bu kadar çok sevilmeyi hak etmediğini gösterir.
yanındayken yaptıkları ve yapmadıklarıyla seni hayal kırıklığına uğratıyorsa, bu kadar sevgi ona çok demektir, sen bu sevgiyi aslında -ve maalesef- hayalinde yaşıyorsun demektir.
geriye doğru bir adım atman ve vereceği tepkiyi gözlemlemen gerekir ki ilerde daha çok canın acımasın.
içinde bulunduğum, çoğu başlıkta da dile getirdiğim gibi "ıstırapların en büyüğü"dür. sevgiyi hak etmemesiyle alakalı değildir. kim o kadar sevilmeyi hak eder ki? sorun sizde; siz ona bağlandınız o kadar, şimdi ona "sen hak etmedin, senin yüzünden bu hale düştüm" diyemezsiniz ki, siz onun için herşeyden soyutladınız kendinizi... onun yüzünden paranoyak oldunuz; herşeyde aklınıza gelir oldu, zarar gelmesinden korktunuz, en ufak hareketinde delirecek gibi oldunuz; mesajınıza 5 dakika geç cevap verince sizi aldattığını, gittiğini, başka şeyler yaptığını düşündünüz...

hiçbirinin suçlusu o değildi. kafamı kanırta kanırta sikeyim, oldu bir kere; kurtuluşu yok işte.
Sevgilini düşünmekten bütün hayatının felç olması durumudur. Kendini duzene sokmak için herşeyin uzerini cizmen gerekir. Kalp ne kadar dumura uğrasada mantık kazanır.
çok sevmenin bazı zararları vardır. ama bu zararlar çok sevince ortaya çıkar i$te.

sen birini öyle çok seversin ki, onun her anı, giydiği giysiden, yazdığı defterin ara sayfalarına kadar umrundadır. her kelimesine anlam yükler. ba$kalarını bilmesin hep senin olsun istersin. lakin kar$ındaki de bir bireydir. hem de en sosyalinden, en eğlenmek isteyeninden, devamlı yeni arkada$ edinmek yeni aktivitelere katılmak isteyen sizi bir paranoyak edecek cinsten.

onu kovaladığınız takip ettiğiniz haberini dahi aldığınız her an ıstıraptır. i$te bu yüzdem onsuz olmak daha mutlu olmaktır. tabii becerebilene..