bugün

Noema ve Noesis kavramları Husserl fenomenolojisinde önemli bir yere sahiptir. Bu kavramlar yönelimsellik kavramıyla çok yakından ilgilidir. Yönelimsel yaşantı javramının analizi bize irreel-yönelimsel bir unsur olarak noesislerin, nesnenin düşünülen anlamı olan noemayı kendi içinde taşıdığını göstermektedir. Her noemaya merkezi bir anlam karşılık gelmektedir ve her türlü noematik anlam kendi içinde nesnel bir ilişkiye sahiptir. Noema kavramı bağlamında iki farklı “nesne” kavramı arasında bir ayrım yapmak gerekmektedir. Birincisi içerik olarak nesnenin kendi belirleniminin nasıllığı (noematik anlam), ikinci olarak nesnenin belirsiz fakat belirlenebilen bir tekillik olması. Yaşantı kavramının noesise yönelik olan gerçek
analizinde bütün noesislerde bulunan iki farklı faktör karşımıza çıkmaktadır. Bunlardan ilki yönelimsel olmayan, renk, tat lezzet duygulanımları gibi maddesel faktörler; ikincisi yönelimselliği içinde taşıyan ve maddeden alınan duygulanımlara mana veren ve onların üzerini örten anlam tabakasıyla ilgili unsurlardır. Yönelimsel yaşantıya ait bu iki unsur rasındaki
karşılıklı ilişkiden anlam verme olgusu açığa çıkmaktadır. Böyle bir olguda yaşantıyla açığa çıkan nesnel noematik anlam yapılmış (konstituierte) bir anlam olarak karşımıza çıkar. Buna karşın noesisin buradaki işlevi, bir şeyin bilinci olarak, bilince ait çeşitliliği öyle bir şekilde
(konstituierende) kurmaktır ki bu sayede bilinç çeşitlilikleriyle, tek ve bir bilince yönelik asli bilincin sentetik formlarını biraraya getirerek „nesnenin objektif birliği“ açığa çıkabilsin. Noesisin işlevi kendi „anlam verici“ yönüne, „tezsel“ yapısına ve nesnenin varlıksal yapısına
göre farklılık gösterir