bugün
- azerileri çok seviyorum ne yapmalıyım8
- arkadaşlar cumaya neden gelmediniz12
- 26 nisan 2024 adana demirspor galatasaray maçı28
- kanınıza rengini verir misiniz13
- aristoteles'in orta yolu9
- anın görüntüsü15
- bir sözlük kızı ile yakınlaşmak16
- manyak olmaya karar verdim silik olsun kampanyası14
- ak partiliyi çok fena döven chp belediye başkanı19
- akrep burcu9
- sözlük erkeklerinin bugünkü kombinleri16
- türkiyede çok abartılan arabalar10
- bik bik moderatör olsun15
- 22 şubat 2024 sparta prag galatasaray maçı14
- birini donuzlayarak ceza vermek9
- patiswiss16
- kalbin sadece bir kişiyi seveceği saçmalığı10
- arkadaşlar biri var18
- karınıza range rover alır mısınız25
- kent lokantası niye bedava değil demek22
- boşuna yaşıyorum hissi18
- avrupanın yarrağı yemesi yakındır19
- evlilik17
- akp seçmeni9
- ali erbaş17
- escort fiyatlarının güncellenmesi12
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi11
- modern kadinin ucuz ve kolay ulasilabilir olmasi17
- icardi1905 silik olsun kampanyası27
- nervio'ya aşık olmak10
- balayını italyada yapmak isteyen nişanlı14
- futbolcu ismiyle nick almak14
- chp'li o tekin'in öcalan'ın fotosu ile pozu37
- demet akalın'ın zeka seviyesi12
- gina carano9
- icardi19059
- türkiye işçi partisi9
- çin halk cumhuriyeti8
- ellerim bos gonlum hos9
- bir kadında ilk baktığınız yer neresi12
- 31 mart 2024 cumhuriyet halk partisinin zaferi8
- sözlük kızlarının don renkleri14
- aynı dizileri tekrar tekrar izlemek8
- karımın çok mutlu olacağı gerçeği13
- kadınların boşanmış erkeğe bakışı9
- merfulu8
- sözlük kızlarının ayakkabıları18
- yakışıklı erkeği çirkin gösterecek şeyler15
- eloande'ye koca buluyoruz kampanyası8
- murat kurum kurudu gitti8
ho ho hooo! mutlu yıllar çocuklar...
çocukken ne güzeldi lan yılbaşı zamanları. her yanda bir koşuşturmaca olduğunu bilip de jesus'un, şahsımızı çok da ilgilendirmeyen ve hristiyanlarca coşkuyla kutlanan doğum yıldönümüne şahit olmak. "farklı" bir şeyler olduğunu algılayacak kadar küçüktük hani ve hatta noel babaya inanan saflar bile vardı. oysa ben biliyordum, evimiz şömineli değildi ve soba borusundan o koca kıçlı sevimli ihtiyarın gelmesi mümkün değildi. yani durumu özetlemek gerekirse "kendimin" dahi hissetmediğim bir tılsımı daha en başından yıkmıştım. aslını isterseniz ben, noel babaya hiç inanmadım. çocukluğumun derin izlerinden birisi olan osmanbey'deki "orko" isimli o dönem için hiper sayılacak marketin önünde bir imitasyonunu görüşümü hatırlarım ve gene de küçük yaşıma rağmen aldanamayacak kadar ağırdı şartlar o dönem. rahmetli babamın, iş arkadaşlarıyla beraber "zorunlu" ve sözümona "ücretli" izine çıkarıldığı dönem de aynı zamana denk gelir. durumu özetlemeye devam edersek varolmayan ve bizim olmayan bir hayalin kırıklığını yaşamak... işte "ortalama türkiye şartları" geçerliyken noel de, onun ak sakallı "tonton" babası da pek bir anlam ifade etmez.
gene de bazen düşünmüyor değilim bunca yıldır hala şömineli bir ev edinememiş olsam da bir kereye mahsus şu şişko rejim yapıp da soba borusu genişliğindeki fukara evlerin birisinin, tek bir tanesinin bacasından girip de tek bir çocuğu olsun sevindirecek oyuncağı bir köşeye bıraksa diye. ama yazık ki beklentileri boşa çıkartmak konusunda rekorlar kitabında kafaya oynar tontonumuz.
şimdi, acı gerçek şu ki noel baba yaklaşık 2000 yıldır tatilde ve çocukların yeni yılını kutlamak gene bana ve yârenim billy idol'e kaldı...
ho ho hooo! ben sıramı savdım ve şimdi mikrofonlarımız billy idol'de(tüm zamanların en sarışın noel baba'sında): http://www.youtube.com/watch?v=NqUu4EkLGHo&feature=&p=E1EC0BA115E9B72E&index=0&playnext=1
çocukken ne güzeldi lan yılbaşı zamanları. her yanda bir koşuşturmaca olduğunu bilip de jesus'un, şahsımızı çok da ilgilendirmeyen ve hristiyanlarca coşkuyla kutlanan doğum yıldönümüne şahit olmak. "farklı" bir şeyler olduğunu algılayacak kadar küçüktük hani ve hatta noel babaya inanan saflar bile vardı. oysa ben biliyordum, evimiz şömineli değildi ve soba borusundan o koca kıçlı sevimli ihtiyarın gelmesi mümkün değildi. yani durumu özetlemek gerekirse "kendimin" dahi hissetmediğim bir tılsımı daha en başından yıkmıştım. aslını isterseniz ben, noel babaya hiç inanmadım. çocukluğumun derin izlerinden birisi olan osmanbey'deki "orko" isimli o dönem için hiper sayılacak marketin önünde bir imitasyonunu görüşümü hatırlarım ve gene de küçük yaşıma rağmen aldanamayacak kadar ağırdı şartlar o dönem. rahmetli babamın, iş arkadaşlarıyla beraber "zorunlu" ve sözümona "ücretli" izine çıkarıldığı dönem de aynı zamana denk gelir. durumu özetlemeye devam edersek varolmayan ve bizim olmayan bir hayalin kırıklığını yaşamak... işte "ortalama türkiye şartları" geçerliyken noel de, onun ak sakallı "tonton" babası da pek bir anlam ifade etmez.
gene de bazen düşünmüyor değilim bunca yıldır hala şömineli bir ev edinememiş olsam da bir kereye mahsus şu şişko rejim yapıp da soba borusu genişliğindeki fukara evlerin birisinin, tek bir tanesinin bacasından girip de tek bir çocuğu olsun sevindirecek oyuncağı bir köşeye bıraksa diye. ama yazık ki beklentileri boşa çıkartmak konusunda rekorlar kitabında kafaya oynar tontonumuz.
şimdi, acı gerçek şu ki noel baba yaklaşık 2000 yıldır tatilde ve çocukların yeni yılını kutlamak gene bana ve yârenim billy idol'e kaldı...
ho ho hooo! ben sıramı savdım ve şimdi mikrofonlarımız billy idol'de(tüm zamanların en sarışın noel baba'sında): http://www.youtube.com/watch?v=NqUu4EkLGHo&feature=&p=E1EC0BA115E9B72E&index=0&playnext=1
güncel Önemli Başlıklar