bugün

büyük türk-islam düşünürü necip fazıl ın nazım hikmet e yazdığı ayar dolu mektuptan ufak bir kıssa. tabi anlayana.

çektiğin yokluk ıstırabına hürmeten sana vaktile vermediğim şerefi veriyorum. seninle ilk ve son defa olarak konuşuyorum. fakat hepsi bu kadar. dediğim gibi sen, bence artık mazursun. seni affediyorum, ve ne yapsan affedeceğim. bu vaade güvenerek istediğini yap! sakın bu fırsatı kullanmamazlık etme!
yalnız bil ki, sönmüş ve pörsümüş hüviyetine, o kadar muhtaç olduğun ve elde etmek için ne yapacağını bilemediğin hayatı nefhedemiyeceğim.
ölü diriltmek ve müflis kurtarmaktan âcizim
benim hakkımda, içinde hapsettiğin şeylerin hacmini bilmiyorum. rivayete göre üç perdelik bir piyes, rivayete göre bir roman...

fakat sana karşı hiçbir taktiği kalmamış adamın, bütün bir samimiyet ve açıklıkla içini tasfiye etmesine rağmen söyleyebileceği her şey ve sırf sana hitap etmekle, düşebileceği bayağılık burada toptan ve ebediyen nihayete eriyor.
işte görüp göreceğin rahmet!
n.h.: bak necip şu ineğe oruç tutmaktan kurumuş, bi deri bi kemik kalmış.
n.f.: nazım sen bilmiyor musun; hayvanlar oruç tutmaz...
bir : nazım hikmet ran ın necip fazıl a verdiği ayar kadar etkili ve nükteli değildir.

(#18556001)