bugün

"kulaklıkla müzik dinleyip sokakta yürürken kendini süperman sanmak" yazacaktım olmadı dostlar. hayat burada da çizdi sınırlarını.

lan böyle koymuşum enter sandman yürüyorum. abim melodi ne güzel. ne gaz. ne yürek. kaşlarımı çatıyorum. insanlar üzerime geliyor. acayip popüler hissediyorum kendimi, çok güçlüyüm, lan yıkıcam herşeyi. edalar aynen bu bende. süperman'in hacım.

liste shuffle'da. şansa bak ki "sarhoş" çalıyor ibo'dan. böyle sonbahar çöküyor sanki dünyaya. kulaklıklar hala kulağımda. aşık oluveriyorum yoldan geçen kızlara. acayip birşey, onlar da bana aşık oluyorlar. hep bu kulaklıkların yüzünden. aşık yapıyorlar adamı. sarjım bitiveriyor birden. aha yine o ben. işten eve, evden işe giden adam...
tempo kafayla takip edilir ve eş zamanlı olarak çizgilere basılmaz. baterist atağa geçtiğinde uçuşa hazırız demektir ama hep aynı başa sarmalar.
başıma çokça gelen hadise.genelde kulaklığın kapı koluna takılmasıyla son buluyor.
(bkz: koşarken gözü kimseyi görmeyen yazar)
garip bir olgudur.sanki etrafınızdaki herşey size klip çektiriyordur;o insanlar,o evler, köşeyi dönerken sinyal vermeyen araba.
superman sanmak, hatta reamon'ın supergirl'ü dinleyip bir de ona kapılma versiyonu bulunan eylem.
kendini dünyanın en yakışıklı ve cool erkeği sanıp etrafına kesik atmasından daha harika bir durumdur.
daha türkiş versiyonları da vardır. soundtrack çalarken kendini polat alemdar sanıp, iki kolu da vücüda paralel ama 10 cm falan açarak yürüyenler..
bir de dinlenilen şarkı fear of the dark ise iyice gaza gelinen durum.
genelde senin dinlediğin müziği başkalarınında duyduğunu sanıp garip triplere girmek.
özellikle yürüyorsanız hava güzelse, kendinize klip çekildiğinide hayal edebilirsiniz.

(bkz: kendimden biliyorum)