bugün

Bilen bilir, bir halt yemişsinizdir. Benim en son hatam misafirin önündeki lokumu ağzıma tıkıştırmak olmuştu. Sonrasında annenizle göz göze gelirsiniz ağzınızda lokumla ve o bakış...
Misafir hiç gitmesin istersiniz, tadınız kaçar, ulan gidince nereye kaçsam deyip geniş bir oda da takılmaya çalışır dara girersem çabuk yakalanırım mantığında dayağı beklersiniz. Terlikle başlar oklavaya kadar yolu vardır.
Dayak değilde herkese kızma bağırma çağırma faslı olurdu. Anneye bu denir mi teyzeye saygısızlık yapılır ev dağıtılır mı vb.. Artık misafirler gidince kritik yapıyoruz kim ne konuştu halam hangi iğnelemeyi yaptı.. Yaş büyüdükçe iletişim değişiyor.
Misafir varken annenin Gözleriyle tehdit etmesi yeterince caydırıcı gelmediği için misafirin ayrılış sonrasında gelişen olaylar bütünüdür.
bunun birde misafirlikten, eve döndükten sonraki faslı vardır ki o da şöyle ifade edilebilir: 'eve gidelim ben sana soracam'. bu sözün yanında, eve gidene kadar annenin tehditkar bakışları, kaş- göz kalkması, arada bir etini mıncıklaması da cabasıdır.
edit: (bkz: yaran başlıklar)
Gidince misafirler görüşücez oğlum sen görürsün çok şımardın sen cümlesinin misafirlerle geçirilen vakti zehir etmesinden sonra hibişey olmaması.
anneden terligi yada islak sopayi yediginiz andir. kucukken ne zaman simarsak annem bize oyle bir bakis atardiki misafirler gitsin ben sorarim size diyen bakislar...en cok misafir cocugu simardi dayagi niye ben yiyorum diye isyan etmek bir ise yaramaz dayagi yer otururduk...
misafirler gitmeden önce;

"hahahaha, sonra adam da demiş ki 'bırak dağınık kalsın üstad!'."
"ömürsünüz recep bey hehehhe!"

misafirler gittikten sonra;

"anneeeeeee, allah rızası için durdur. baba vurma ahhh! anne kemerle geliyor. anaam!"
Misafirler varken, yan odada gürültü etmek annenin olum sus ısrarı üzerine gürültüye devam edip, misafirler gittikten sonra dayağı yemektir.
Önce ince cırtlak sesle ses kombosu çekilir. Arkasından terlik G-3 piyade tüfeği mermisi misali "vıııjjjjzzzttt" diye omzunu sıyırır. Akabinde kaçılmalıdır. Yoksa napalm bombası (Fosfor bombası) niyetine ıslak sopa (Napalm bombası yakıcıdır ama ıslak sopa kadar olamaz) devreye girecektir. Eğer hala kaçmamakta ısrar edilir ve ebeveynde dengesiz bir şahısda, elde başka mühimmat kalmadığından bıçakla süngü hücumuna kalkılır.
küçükken misafirlere sövüp ve anneye saygısızlık yapıldıkdan sonra yenilecek dayakdır.
misafirler varken bakışlardan anlaşılır nasıl bir dayak yiyeceğin.
mantıklı olan, misafirler gitmeden masumca gidip uyumaktır.
yoksa sağlam dayak gelebilir.
- nerden öğreniyosun sen bu lafları söyle bakayım.
- bey dur sakin ol.
- dur hanım sen karışma. sokaktan öğreniyosun demi bu küfürleri.
- bey dur bi soluklan.
- girme araya, terliği ver bakayım.

(bkz: artık kısa cümleler kuruyorum)
misafirle beraber gitmek ister insan. hatta ağlayıp misafire yapışanlarda yok değildir.

(bkz: kim ben mi)

(bkz: ne alakası var oğlum)
misafirin arkasından kapı kapatıldığı an, anne size döner; o bakış bile dayaktan beterdir.
kıpırdayamazsın, donakalırsın. artık kaçış yoktur, darbelere en müsait yerlerini derhal anneye sunmalısın ki, can fazla acımasın...
çocukluğun olmazsa olmazıdır. bir kere de baba senin tarafını almaz ona yanarım. halbuki her dayak yediğimde annem eşşoğlueşşek derdi, be adam sana da dokunuyor bari mani ol be.
- you god damn hypocrats!
bir hayat dersidir.
çocukluk döneminde çoğu kişinin yaşadığı hazin son. hiç istemediğiniz bir misafire bile gitmemeleri için nerdeyse yalvarırsınız, ama nafile. anne terlik, oklava, merdane vs.. araç gereçleri kullanmak için misafirin gideceği anı bekler durur...
ve misafirler gider...
bir çeşit "anneyi tanıma" yöntemi de denilebilir. mesela evde misafirler varken el emeği göz nuru dantel örtünün üzerine içi su dolu vazoyu döktük, anne bu olaya normal sınırlarda tepki verdi, "hay allah, çocuk işte" diye geçiştirdi. Evet lan, çocuğum ben' e inandırdı sizi de. sonra misafirler gitti. *işte siz bu evrede anneyi daha yakından tanıma dönemine giriyorsunuz. kolay gelsin.
çocuk, ilk önce bakışlarla dövülmeye çalışılır. gözler ile çocuğu dövemeyen ebeveyn misafirlere gülümserken dişlerini sıkar.
bakışlardan çocuğunun canının acımadığı ve uslu uslu oturmadığı anlaşıldığında tek çözüm yolu vardır:
beklemek.
misafirler evlerine gitmek için hareketlendiğinde ebeveyn için özgürlük çocuk için tutsaklık anları başlar.

misafirlerin aynı yaştaki çocuğundan "gel bize gidelim x" teklifi gelmediğinde, evdeki çocuk için tek çare vardır:

"dayak kaçınılmazsa zevk almaya çalış"

küçük bir çocuk sadist olamayacağı için sadece bekler. ilk tokat nereden gelecek diye. sağdan mı soldan mı?
bir türlü tokat gelmnediğinde çocuk da şaşırır. odasına gidip uyumaya çalışırken yan odadan gelen annesi ile babasının konuşmasını dinlemektedir.

anne: neden dövmedin?
baba: iti dövene kadar gözünü korkut.

dayak yemektense it olmak daha onurludur düşüncesi ile uyunulur.
(bkz: ohh odun da geldi) *
(bkz: fiks menü)
misafirin yanında çocuğun yaptığı edepsizleklere önce bir iki çimdik ile bir son verebilmeyi amaçlayan annenin, başarısız olduğunu anlamasıyla "onlar gitsin ben sana gösteririm" bakışıyla verilen muhtıranın ardından son misafirin son ayağınında dış kapıyı terkiyle vuk-u bulacak olaydır.
misafirin yanında osurup kendisine kızan annesine babam yapınca kızmıyosun diyen çocuğun akıbetidir.
giris taksimi terlikle baslayip solo girgir sapiyla devam eden fasildir.
en güzel kısmı. böyle anne arkada elinde ne bulduysa ki genelde terlik olur her tipik türk annesi minvalinde deli danalar gibin koşturup durursun 30 m2 salonun ortasında. koltuktan diğerine zıplama, kıçına yediğin terlikle gülme krizlerine girmek ben de ters etki yapıyordu lan güldükçe gülüyordum ahaha gözümde canlandı şimdi ahhh ahhh.