bugün

"geçinemiyooooz" diye ağlayan yurdum insanına yöneltilmiş ibret verici soru öbeği.

gına geldi, yeminlen gına geldi. fazla değil bundan 3 yıl evveline kadar yaşadığım küçük ve bir o kadar da sikindirik şehrin sokaklarında her an park edecek bir yer bulabiliyordum. neredeyse iki yıldır, üç kez tur attığım caddede bir tane bile yer bulamıyorum amk. ipini koparan araba almış.

şunu merak ediyorum, yok asgari ücretle geçinemiyoruz, yok gelişemiyoruz, yok ot yok çöp bahane edip ağlıyorsunuz ya. bu kadar araba kimin o zaman kuzum, hıı?
"hüeeeeee, geçinemiyoooooom" diye ağlayıp, kredilerin amına koyarak hava peşinde olanlarındır.
dahası yapılan yüzbinlerce lüks konutta kim oturuyor o zaman lan diye devam eden cümlenin başı. hatta daha ileri gidip, yüzlerce avm açıldı maşallah biri bile kapanmıyor hani fakirdiniz ibneler de denir.
bankaların, oto galerilerinin vs. çünkü o arabaların büyük bir kısmı kredi ile alınan arabalar. şu an bunun krizini yaşıyor türkiye zaten.
sanki herkes köpürttüren yat almış amk! araba la araba altı üstü.
eleştireceksen bülent başgan* ağladıydı vallahi ay sonunu zor getireyorum diye git onu eleştir.
burda kemalistlerin mhplilerin kürtlerin hiç arabası yok hepsi ak partililerin denilerek ülkede olan krizin büyüklüğü gözler önüne serilir.
dindarım diyen , insanoğlunun yarısı diger yarısı da müslümanız elhamdülillah diyenlerin.
(bkz: bu kadar kişi ölüyorsa sokaklardaki yaşayanlar kim) demek kadar malcadır .
insanların önceliklerini belirleyemeyecek durumda olmalarının en büyük ve en açık kanıtı. Öncelikli olarak neye ihtiyacın var ne yapman gerekiyor bir arabadan önce neye sahip olmalısın bunu bilmek gerekir. Daha az sonra ihtiyaç dışı şeylere yönelebilir insan. Bu yüzden ne yapıyoruz önce bir ev alıyoruz sonra araba.
geçinemiyorum ama savurgunlukta üstüme yok diye atarlanan halkımındır. kimin olacak cinlerin değil tabi.
vallaha benim değil zaten amına koyayım ben onların.
bu ifade o arabalar nedeniyle alınan krediler yüzünden geçinilemediğinden tutarlı değildir ancak benim bahsettiğim maaşlı kesim yoksa allah için bazısı da zengin yani.
(bkz: bu millet geçinemiyorsa cüzdanımda neden 5 lik var)
birçoğu bankaların, bir kısmı ise aynı park yerinden arabayı; dünyanın en pahalı benzini yüzünden yıllarca kımıldatamayanlarındır...

gezip dolaşanlar ise elbette ki rant sahibi sıkmabaş ve haram parayla umrelerden sevaplara koşan kocaman kodamanlardır.

bir tablo için uğraşılabilirdi ancak, anlayana zaten sivrisinek saz.
alayı bankaların veya kredi kuruluşlarınındır. neticede ipoteklidir onlar.
Sokaklardaki arabalar,
Aynı eve ait beş arabadır!!!
Babanın, annenin, delikanlının, gençkızın, bir de hafta sonu gezmeler için olanı!!!
Torunlarına aldıkları, hayvan gibi, akülü arabayı saymıyorum bile!!!
Kredi faizlerinin düşmesi ile meydana gelen tüketim çılgınlığı.araba ihtiyaçtır ama lükse kaçmak farklıdır.
Bankaların arabaları. 30000 tl lik adamın yüzünde 10 tl lik gülüş yok.
%90'ı halinden şikayet edenlerin değildir. her zaman söylediğim gibi sağ görüşün yönetim odağı paradır. ya parası olanları yanlarına çeker ya da yanında olanları para sahibi yapar. o gördüğün arabaların çoğu siyasi faaliyetleri sayesinde aldılar o arabaları.
teorik olarak bankaların. krediler ödenemez ise yani.
Biri benim.
krediyi veren bankalarındır.
ebemin di mi?
sokaktaki lüks arabalar zengin milletin ama zengin olmayan millet de geçinemiyor.
ülkedeki refah seviye her ne kadar yükseliyor dense de asgari ücretten vergi alındığı sürece geçinemeyen insanlar olacaktır.
sözde meclisten asgari ücretten vergi alınmaması için yasa çıkarıldı ancak resmi gazete yayınlamadığı için bir türlü yürürlüğe girmiyor.
millet geçinemiyorsa sokaklardaki arabalar kimin?
millet geçinemiyorsa ceplerdeki akıllı telefonlar kimin?
millet geçinemiyorsa evlerdeki internetler kimin?
millet geçinemiyorsa tatile gidenler kim?
millet geçinemiyorsa 250 lira verip maça gidenler kim?

örnekleri bitmez bu soruların.

ekonomiyi, sokaklardaki arabaların modellerine ve sayılarına bakarak okuyan yiğit bulutvari bir soru cümlesi. keşke ekonomi bakanı olsan da arabalarımız çoğalsa ve biz de sana daha çok minnet duysak.