bugün

geçen gün evimin salonunda ki, evim sadece salondan ibarettir.hani böyle fransız evleri oluyor ya atelye tipi aynen öyle, sağda "roden" öykünmesi avangard heykel denemelerim, diğer tarafta 19yy romantik dönemden esintilerin olduğu, lakin tam açıklamak gerekirse "barok dönem" diyebileceğim resimlerim. gerisini biliyorsun zaten. pipo, fular, bordeux şarabı, entelektüel makale ve görsel albümler...

neyse bekir aradı. gel bara gidelim biraz kafa dağıtırız dedi. okey dedim. ilgizcenin türkçeden daha şahane olduğunu düşünüyorum ya o bağlamda okeyledim...gelgelelim buluştuk. izmir'de miko diye bir mekan! güzel şarapları var ama orta gelirli bir sanat insanı olmamdan mütevellit, dışarda içmiyorum şarap. bir tane efes istedim şişe... bizim bekir'de "bende bir miller alayım" dedi. hemde şişenin ağzına limon koyulmasını rica ederek... şaşırdım! niye mi? şöyle ki;

1- bekir'in orta gelirli olması gerçeği: ulan dallama! geldik biraz kafamızı kırıcaz gitti 50cl' lik %5 alkol oranı olan 7 ytl'lik canım efes varken, 33cl, %4.6 alkollü miller'ı 9 ytl'ye aldı. senin cebinden şüphe ederim dürzü. sen, 6-7 efes ile kafanı rahatça kırabiliyorsun. o da 35 ytl felan ediyor gittin sabaha kadar miller içtin 100 ytl den fazla para ödedin. lan ambele. o parayla 2 tane şahane fotoğraf albümü alırdın sen... miller içecek kadar zengin değilsen içmeyeceksin arkadaş böyle sürünürsün bütün hafta sonra...

2- miller'ın şişesinin ağzına limon sıkıştırılmayacağı gerçeği: nedir bu havalar anlamıyorum şişesinin ağzına traş limon sıkıştırıyorlar. ulan bu limon mevzuu "corona extra" birasından mütevellit değil mi? meksika gümrüğünde bekleyen bu biraların kapak çevrelerinden akan pası silmek için değil mi limon? dürzü bunlara yurt dışında amele gözü ile bakarlar. biraz entelektüel birikim arkadaşım. limonlu seviyorsan biranı azıcık limon suyu katarsın, bardakta istersin biranı olur biter. bu ne hava lan mal!!!

o günden beri bekir'le görüşmüyorum.
--spoiler--
o günden beri bekir'le görüşmüyorum.
--spoiler--

(bkz: aferim)*