pratik çözümler, genelde kalıcı çözümlere engel olur ve belki de millet olarak en büyük zaafımız fazla pratik oluşumuzdur, emin değilim.

dayımın bir şoförü vardı... yırtılan araba egzozuna, bir parça tahtayı yama yaptığını hatırlarım. böylece gaza yüklendiğinde "gürültü" çıkarmamasını sağlamıştı kendince. ama kısa bir süre sonra da egzoz kazanını haşat etmişti bunu yaparak arabanın...

metrobüs...

metrobüs de işte böyle birşey. öncelikle hakkını vermeliyiz uygulamanın. pratik olarak gerçekten yerinde bir çözüm. ilgili hattaki yoğunluğu büyük oranda sırtlandı ve "ulaşım" dediğimiz şeyin temelinde varolan, olması gereken "çabukluk" gene metrobüs sayesinde sağlanmış oldu. ama ne vakit metrobüse binecek olsam istasyona gelen 3. veya 4. metrobüsü bekliyorum ve mesai saatleri içinde metrobüse binebildiğimi pek hatırlamam... daha çok boş olan biryerine sıkışıyorum ve seyahatim boyunca da bu durum devam ediyor. bunun yanısıra da varolan trafiği de iki şeridi kapatarak biraz daha zora sokuyor. sıkışıklıkta metrobüsün suçu yok kabul... nüfusun yoğunluğu buradaki temel sıkıntı ama gene de "taksim-4levent" arasında sefer yapan metroyu düşününce, "aksaray-havalimanı" arasında sefer yapan metroyu düşününce metrobüsün geçici ve çok da uzun vadeli bir çözüm olmadığı göze çarpıyor. bunun yerine yeraltı raylı sistem kurulabilir miydi? evet. ve bu durumda halk bu hizmeti almak için daha fazla bekleyecekti, biliyorum. ama gene de metrobüs işliyor durumdayken, yeraltı ulaşımı için birşeyler yapılabilir gibime gelmekte. çünkü bir süre sonra hattaki araçlar vadesini dolduracak ve ömrünü tüketecek. işte o zaman yeni araç alımı için yeniden masraf yapılacak, en olmadı amortisman masrafı çıkagelecek...

ve gördüğüm kadarıyla bu konuda herhangi bir teşebbüs de bulunmuyor henüz...