bugün

81. mânalarda taksim ve sayı yoktur; ayırma, birleştirme olamaz.
682. dostun, dostlarla birliği hoştur. mâna ayağını tut (ona meylet), sûret serkeştir.
683. serkeş sûreti, eziyetle eritip mahveyle ki, onun altında define gibi olan vahdeti göresin.
684. eğer sen eritmezsen onun (tanrı'nın) inayetleri, esasen onu eritir. ey gönlüm, kulu olan tanrı!
685. o, hem gönüllere kendini gösterir, hem dervişin hırkasını diker.
686. hepimiz yayılmıştık ve bir cevherdik. orada başsız ve ayaksızdık;
687. güneş gibi bir cevherdik, düğümsüz ve sâftık... su gibi.
688. o güzel ve lâtif nur sûrete gelince kale burçlarının gölgesi gibi sayı meydana çıktı.
689. mancınıkla burçları yıkın ki, bu bölüğün arasından ayrılık kalksın.
690. mutlaka ben bunu açar, anlatırdım, fakat bir fikir bile sürçmesin, (bundan) korkarım.

devamı için:

(bkz: mesnevi 691-700)

bir önceki için: (bkz: mesnevi 671-680)