bugün

3661. Güneşlere nispetle biraz karanlığım fakat insanların karanlıklarına nispetle nurluyum.
3662. Tahammül edebilesin diye nurum zayıf. Çünkü sen parlak güneşin eri değilsin.
3663. Balla sirkeden meydana gelen sirkengebin gibi, ben de nurlu zulmetten meydana geldim ve bu suretle kalp hastalığına yol buldum, faydalı oldum.
3664. Hasta adam, hastalıktan kurtulunca sirkeyi bırak, bal yiye gör."
3665. Gönül tahtı, heva ve hevesten arındı; gönülde "Er Rahmânu alel arşistevâ*" sırrı zuhur etti.
3666. Bundan sonra Hak, gönle vasıtasız hükmeder. Çünkü gönül bu rabıtayı buldu.
3667. Bu sözün de sonu yoktur. Zeyd nerede? Ona rüsvay olmak iyi değildir, diyeyim!

(Zeyd'in hikâyesine dönüş)

3668. Artık Zeyd'i bulamazsın, o kaçtı; kapı yanındaki son saftan fırladı, papuçlarını bile bıraktı!
3669. Sen kim oluyorsun? Zeyd bile, üstüne güneş vurmuş yıldız gibi kendisini kaybetti, bulamadı!
3670. Ondan ne bir nakış bulabilirsin, ne bir nişan... Hattâ ne de saman uğrusu yoluna gidebilmek için bir saman çöpü!

devamı için:

(bkz: mesnevi 3671-3680)

bir önceki için: (bkz: mesnevi 3651-3660)