bugün

3471. Kapıları karşı karşıya iki oda vardı. Bir tanesini Çin ressamlar aldı. Öbürünü de Rum ressamları.
3472. Çinliler, padişahtan yüz türlü boya istediler. Yüce padişah bunun üzerine hazinesini açtı.
3473. Çinlilere her sabah hazineden boyalar verilmekteydi.
3474. Rum ressamları "Pas gidermekten başka, ne resim işe yarar ne boya!" dediler.
3475. Kapıyı kapatıp duvarı cilâlamaya başladılar. Gök gibi tertemiz, sâf ve berrak bir hale getirdiler.
3476. iki yüz çeşit renge boyanmaktansa renksizlik daha iyi. Renk bulut gibidir, Renksizlikse ay.
3477. Bulutta parlaklık ve ziya görürsen bil ki yıldızdan aydan ve güneştendir.
3478. Çinli ressamlar işlerini bitirdiler. Hepsi de yaptıkları resimlerin güzelliğine sevinmekteydiler.
3479. Padişah kapıdan içeri girip odadaki resimleri gördü. Hepsi akıldan, idrakten dışarı, fevkalâde güzel şeylerdi.
3480. Ondan sonra Rum ressamlarının odasına gitti. Bir Rum ressamı, karşı odayı görmeye mâni olan perdeyi kaldırdı.

devamı için:

(bkz: mesnevi 3481-3490)

bir önceki için: (bkz: mesnevi 3461-3470)