bugün

2481. Bu işler, kovalayanı yanıltmak için ata çakılan ters nallardır; ey sâf kişi! Firavun'un, Mûsâ'dan nefretini, sen Mûsâ'dan bil.

("Hasiret dünya vel âhire" hükmünce şakilerin, iki cihanda da mahrumiyetlerinin sebebi)

2482. Tabiata inananlar; gök bir yumurtadır, yer de onun sarısı diye itikat etmişlerdir.
2483. Birisi, "Bu yeryüzü, yeri kaplayan göğün ortasında nasıl duruyor?
2484. Havaya asılmış bir kandil gibi ne aşağıya gitmekte, ne yukarı çıkmakta" dedi.
2485. O hakîm, "Altı cihetten de göğün çekmesi yüzünden hava ortasında kalır.
2486. Mıknatıstan bir yuvarlak olsa ortasına konan demir, ortada kalır" diye cevap verdi.
2487. Öteki hakîm de "Sâf gök, kara toprağı kendisine çekmez.
2488. Onu altı taraftan da iter. Ondan dolayı da yeryüzü, kuvvetli yeller ortasında muallâkta kalmıştır" dedi.
2489. Kemâl ehlinin gönülleri de firavunların canlarını böyle defeder de, onlar dalâletde kalırlar.
2490. Onları bu cihan da defeder, o cihan da. O yolsuzlar da bu yüzden o cihandan da mahrum kalırlar, bu cihanda da.

devamı için:

(bkz: mesnevi 2491-2500)

bir önceki için: (bkz: mesnevi 2471-2480)