bugün

aşık hacı karakılçık'ın söylediği, adana yöresine ait eğlenceli bir türkü.

(bkz: sözlerini de yazayım tam olsun)

--spoiler--
bizim köyün meteliksiz memiş’i
yoksulluktan yiyemezdi yemişi
kader ile ters giderdi her işi
adamcağız çekti çekti ölmedi

bizim memiş emmi yazın dutun dibinden geçiyormuş.
bi bakmış dutlar öyle güzel yetmiş ki,
adam ağzının suyunu tutamamış.
ya şu dutun başına çıkayım da birkaç dut yiyeyim demiş.
dut ağacıda hayli yüksek bir dut ağacıymış mübarek.
adam dutun tepesine çıkmış.
gözleri dalın ucunda dut ararken, ayakları bir çürük dala basıvermez mi.
insanın kaderi demekki ağacın başında bile rahat bırakmıyor.

duttan düştü bel kemiği kırıldı
kafatası yedi yerinden yarıldı
sınıkçılar geldi tek tek sarıldı
memiş gene yattı yattı ölmedi

kanser oldu ankara’ya saldılar
ölür diye ağıdını çaldılar
böbrek ile ciğerini aldılar
memiş gene çekti çekti ölmedi

bizim memiş emmi dokuz canlı pireler gibi.
evelallah ölmeye hiç niyeti yok.
herhalde azrailden torpilli mi ne.
e ölmeyen adamın tabi boğazı ekmek isteyecek, cebi para isteyecek, sırtı elbise isteyecek.
hele evde birkaç tane velet varsa değme keyfine.
adamcağız şöyle epey olunca,
kol değneğiyle derki;
yav birkaç gün çalışayım da çocuklara yavan ekmek parası kazanayım.
orda işçiler kahvesi var.
işçiler kahvesine varır.
adamcağızın biri gelir der ki;
memiş emmi karpuz toplamaya gidermisin.
birkaç arkadaş daha buldum.
giderim gardaş der, yevmiyesiyle değil mi.
kamyona binerler, karpuz tarlasına karpuz toplamaya giderler.
karpuzu toplarlar, kamyona yüklerler.
akşamleyin gene geri şehire dönecekler ya,
öbür uyanıklar şöförün yanına binerler.
bizim gariban memiş emmiye de;
memiş emmi, sende yukarı karpuzların üzerine çıkıver derler.
artık tabi şöför yavaş yavaş vitesi bir iki üç dört beş yükseltmeye başlayınca,
bizim memiş emminin kafasına şöyle birşey takılır;
derki yav bende şöyle kamyonun ileri tarafına doğru, bagaja doğru varayım der.
ama işte kamyon hızlandı, karpuzlarda yuvarlak ya,
ayağının altından birden yuvarlanıverince;

yazın karpuz yüklü kamyondan düştü
tekerin ikisi üstünden geçti
bir gün ilaç diye ddt içti
memiş gene, kustu kustu ölmedi

bizim memiş emmi birkaç gün hastanede yattıktan sonra,
koltuk değnekleriyle yavaş yavaş çarşıya çıkacak kadar olur tabi.
hani sözüm ona afedersiniz sosyetede şöyle burnu kıllı küçücük,
gözünün delikleri zor görünür köpek beslerler ya.
apartmanın dokuzuncu onuncu katında, karyolada yatırırlar,
avrupadan mama ithal ederler falan.
tabi sözüm ona hayvancağız o gün sahibiyle sokağa çarşıya inmişmiş,
o orda değnek görmüyo, sopa görmüyo tabi.
bizim çocuklardan daha iyi bakılıyor onlara.
şöyle bizim memiş emmi koltuk değneğiyle şakır şakır yanlarından geçerken bana vuracak zanneder.
adamın bacağından hart diye ısırmaz mı.
eyvah vallaha derler bu adam kuduz olur şimdi bize de saldırır.
hemen karantinaya alırlar.
kırk gün kuduz aşısı yaparlar bizim memiş emmi'ye

it ısırdı kırk gün yaptılar aşı
sanırsın azrail bunun gardaşı
üstüne devrildi değirmen taşı
memiş gene çekti çekti ölmedi

hacım memişini dile getirdi
ecel birgün vadesini yetirdi eyvah
bir gün nezle geldi aldı götürdü
vay memişim çeke çeke zor öldü
--spoiler--