bugün

herkesin bir taşrası, her taşranın bir isyanı var.
hayatını başkalarına, toplum baskısına teslim etme durumudur.
hayat denen şeyin ne olduğunu anlayamadan hayattan soğutan şeylerdir.
şu zamanda herkesin içinde bulunduğu durumun ve hayat denen şeyin ta kendisidir.
mecburiyetler.. en fenası da, kaçmak isterken delice, sizi bir şeylerin tutması.özgür olmak isterken,kalbinizin buna razı olmaması.
sınava girecek öğrencinin durumudur.
özgürlüğüne fazlaca düşkün bireyler tarafından en iyi işkence olarak adlandırılabilecek olaydır.
sağa dönersiniz yapmak zorunda olduklarınız, sola dönersiniz yapmamanız gerekenler, karşınıza bakarsınız ulaşılamayacak hayaller. çok fena bir kıstırılmışlık içindesinizdir. hapsedilmiş gibi hissederdiniz kendinizi.

kaçma planları yaparsınız. ama nerden kaçmak?
hayat tamamen mecburiyetten dolayı gerçekleştirilen eylemlerle dolarsa, insan bir süre sonra ilk başlardaki temposunu koruyamaz, fiziken ve ruhen çöker. dolayısıyla yorucu ve yıpratıcıdır.
ve de tüm güzel fırsatlar bu mecburiyetler silsilesiyle önüne çıkıverir. biri der tatile gidiyorum gel. sağol abi işler yoğun. öteki ya akşama nefis balık ızgara hıı ne dersin? abi evden çıkamam biliyorsun.

zor bir durumdur. buhrana sokar iyice insanı -lan niye ben ahmet/mehmetlerle değilim- diye hayıflandırır.
tuvalete gitmek de bir mecburiyettir. hem de en sıkıştıranından.
kendinizi ve sırtınızdan geçinenleri yaşatmak için yapılması zorunlu haller.

kendiniz için yapılması doğrudur.

mecburiyetlerini ,sorumluluklarını size yıkmak isteyenleri *iktir etmek daha doğrudur.

en azından kendi hayatınız için yorulursunuz.
güncel Önemli Başlıklar