bugün

22 ağustos 1874 münih doğumlu, alman filozof.

fenomenler hakkında yaptığı çalışmalarla tanınır ve edmund husserl'in fenomenlerle ilgili çalışmalarını geliştirmiştir.
Fenomenoloji geleneğinin bir başka ve bence bambaşka filozufudur.

Scheler, felsefe tarihinde "insan"ı en fazla felsefesinin merkezine oturtan kişidir. Ahlaktan bilgiye, sanattan varoluşa birçok hususta etkilidir.

insanı sokrates, platon, aristoteles, tüm ortaçağ ve yeniçağ; özellikle descartes ve kant'ın aksine "kendiliğinden anlaşılır" olarak görmeyip yani aslıbda temel olmayan kurgulamalardan yükselmeyip insana "ne" sorusu yerine "kim" sorusunu sormuştur.

Hristiyan etiğinin beslendiği ciddi kaynaklardan birisidir -sonradan ateist olmasına rağmen.

Bu adamla 2 sene önce tanıştım. Heidegger'e katılarak söylüyorum ele aldığı problemler ve sorgulamalarının formülasyonu hakikaten takdire şayan, vardığı sonuçlar bu kadar şahane olmasa da "insan felsefesi"ni Nietzsche'den çok daha kapsamlı ve yetkin bir şekilde icra etmiştir.

Scheler, insanın asla nesne, töz gibi bir şey olmadığını ya da yaşananlar ardından bulunan düşünsel özne olmadığını söylerken pekala haklıdır.

Antropolojik insan felsefesi ince ince incelenmeli ve çıkarımlarından ziyade ele aldıkları ve yöntemine odaklanılmalıdır.
antropoloji felsefesi”nin de kurucusu sayılır.