bugün

elinizdeki büyük boy tuvalet kağıdını nerenize sokacağınızı bilemediğiniz rezil bir durum. ne romantik di mi? peh.
eski sevgilinin eskiyip eskimediğini anlamanız için bir test olabilir.
eskidiyse tuvalet kağıdı size onur verir.
eskimediyse girecek delik ararsınız. yerin dibinde ararsınız. hemen fesatlanmayın.
ya ayağındaki conversleri nasıl açıklayacaksın?
sonra vücuduna tam oturan seni haddinden fazla seksi gösteren body'i.
üstüne üstük migros he.
kız nalet etmiştir senden ayrıldığına.
marketten alınmış biralar ve elinden tutulmuş sarışın bir sevgili varsa hele bir de market poşedinin yanındaki poşetten isminin bir kısmı gözüken romantik film cdsi sizi galip getirebilir.

galip de laf mı? (bkz: amına koyduk bülent başkan)
peki ya annenin dikkatsizliği ürünü, eşofmandaki çamaşır suyu yadigarı pembe leke? ne de olsa 3 dakika markete gidip gelecektin değil mi? bak ne oldu şimdi?
çıkarken kapıda karşılaşırsan bir göz kırp bırak gerisini o düşünsün, ne ima etti, ne demek istedi, neden selam vermedi, bırak akşama kadar boğuşsun ararsa da açma en güzeli.
(bkz: bim de eski sevgiliye rastlamak)
yanınızda hanımızın olması halinde aile faciası yaşanacak durumdur.
çıktığınız market bim ise bir daha geri dönmeniz anlamsızdır. lakin içerde ne sigra vardır ne de içki.
kişinin yapabilecekleriyle çok farklı hale gelebilecek durumdur.

düşünün. eski sevgiliniz markete giriyor, siz de yeni sevgilinizle sarılarak dışarı çıkıyorsunuz. o gözucuyla çaktırmadan bakarken siz sevgilinize bir öpücük konduruyorsunuz. biralar sallanıyor poşette, kahkahalar gırla. allahh. demeyin keyfinize.

bir de şöyle bir şey var. siz evdeki halinizle bakkala gidiyorsunuz. karmakarışık bir saç, ev tişörtü, şort ve terlik. mağaradan çıkılmış bir vaziyette bakkala girilirken onun mutlulukla kaslı, yakışıklı, havalı sevgilisine sarılmasını görüyorsunuz. ellerde cipsler, biralar. gülüşmelerle arabalarına biniyorlar ve gidiyorlar. siz de çapaklı gözlerle arkadan kalakalıyorsunuz. resmen adam sikilir orda, abartısız.

benim de nasıl düşüncelerim varsa artık, hesap ettiğim senaryolara bak, vay anasını.
belki iki hoş beş edilir, belki o da edilmez. napıcaktım ya lan, arkadaşımmış gibi "selam, naber, benden sonra hiç seviştin mi" falan mı diycem?
durum 1:

siz yanınızdaki sevgilinizle gülüşüp kıkırdaşarak, en seksi halinizle marketten çıkıyorsunuzdur. o ise tek başına iş dönüşü ya da en paspal haliyle markete giriyordur. o size doğru dönüp baktığında sizin sevgilinizle öpüşüp koklaşmakta olduğunuzu görür ve ilişkiniz ne kadar bitmiş de olsa her halûkârda bu durum eski sevgilinizin gururunu kıracaktır*. kazanan sizsinizdir.

durum 2:

işten kendinizi eve yeni atmışsınızdır hemen üstünüze rahat* bi şeyler giymişsinizdir. ama o da ne alışveriş yapmanız gerekiyor. lanet edip ayağınızdaki çamaşır suyu sıçradığı için üzerinde pembe lekelerin bulunduğu eşofmanınızla/şortunuzla markete gidersiniz. kasaya doğru ilerlerken tanıdık bir ses duyarsınız. dönüp baktığınızda acı gerçekle karşı karşıya gelirsiniz. eski sevgiliniz sizden daha güzel/yakışıklı biriyle sarmaş dolaş alışveriş yapıyor. beni görmesin diye dua ediyorsunuz. ancak maalesef bira reyonunu sormak için koskoca markette başka adam yokmuş gibi size geliyor ve ona doğru döndüğünüzde onun yüzündeki o alaylı ifadeyle karşılaşıyorsunuz. rezil oluyorsunuz. kazanan : eski sevgiliniz.
Genellikle herkesin başına gelmiş olan veya gelecek olan bir olaydır. Bir de Bimden çıkıyorsanız yerin dibine girersiniz.
söylenirsin alttan alttan ' dünya küçük be usta '

yahu markette karşılaşıyorsun be ya.
patates-soğan dolu poşeti suratına patlatma aksiyonunu gerektiren karşılaşmadır.
eğer bimde karşılıştıysanız hayatınızın aşkını kaybettiğinizi düşünür bir büyük le cola açar klimalı kasanın orda içersiniz.
Muhtemelen en paspal halinizlesinizdir. Böylece hiç bir umut kalmadığına emin olabilir ve hayatınızda kolayca yeni bir sayfa açabilirsiniz.
markete dönüp mendil ve bira alma sebebidir.