bugün

kennedy suikasti'nin ilk ayağı olan cinayet.

aslında bu tür başlıklar açmayı çok sevmiyorum. ama jfk ve monroe'nun öldürüldüğünü kabul etmek ve bunun nedenini ve nasılını çözmek zorundadır insanlık. ve elbette katilin kimliğini.

şimdi efendim malumunuz son dönemlerde sözlükte illuminati vb gizli örgütler hakkında entry girmek moda oldu. ancak bu entrylerin hemen tamamı tek gözünü kapatarak poz veren ünlülere dair. ben bunların tamamen gereksiz olduğu kanısındayım.

michael sikkofield blogunu bilirsiniz. zaten bu blog da bu konunun popülerleşmesinin sebeplerinden biri. adam iyi yazıyor, okumanızı tavsiye ederim. bu konuyu biraz deşmek ve bildiklerimi paylaşmak istememe sebep veren 12 temmuz tarihli "stanley kubrick zihin kontrolü ve illuminati" başlıklı yazısı. linki şu:

http://michaelsikkofield....ck-zihin-kontrolu-ve.html

yazının tamamı önemli değil. çünkü genel olarak illuminatiye dair başka bir konudan bahsediyor. benim entrymi ilgilendiren kısmı ise eyes wide shut filmindeki bir karakterin marilyn monroe'ya gönderme olduğu iddiası. filmde gizli örgüt tarafından öldürülmesine rağmen medyaya aşırı dozda uyuşturucu yüzünden öldü olarak duyurulan eski bir güzellik kraliçesi amanda. uyuşturucu ve hipnozla kontrol altına alınmış bir seks kölesi. toplu seks ayinlerinde kullanılıyor. (ayrıca illuminati'nin ayinlerinde toplu seks yaptığı iddiası ta brave new world'e dek uzanır. orada da bu tür ayinler vardır, hatta toplu seks poplu seks diye ilahi de söylerler.) filmin baş karakterinin yerine kendini feda ediyor falan. yazıda bu ayrıntılı olarak açıklanıyor. zamanınız varsa o yazıyı da okuyun.

şimdi bu iddiaları bırakalım ve gerçekleri anlatalım önce. kendim bir tahminde bulunduğum zaman belirteceğim onun dışında aşağıdakilerin hepsi raporlara geçmiş belgeler.

michael sikkofield bu yazıyı yazmadan yıllar yıllar önce, yabancı bir forumda marilyn monroe'nun john f kennedy'nin yerine kendi hayatını feda ettiğini iddia eden bir yazı okumuştum. buna gerekçe olarak marilyn'in ona olan aşkı ve ülkenin kennedy'e ihtiyacı olduğunu düşünmesi gösterilmişti.

bunun üzerine ben başta marilyn'in otopsi raporu olmak üzere konuya dair bulabildiğim bütün yazıları okumamla sonuçlanacak bir sürece girdim. şimdi, bilinen detayların hiçbirini atlamadan olayları zamansal sırasına göre anlatmaya başlayalım.

4 ağustos 62 günü sabah saatlerinde marilyn'in hizmetçisi eunice in yıldızın kapısını çalmasıyla başlıyor her şey. gece saatlerinden beri hanımını görmeyen kadıncağız odanın kilitli olmasından ve açılmamasından endişeleniyor ve marilyn'in doktoru greenson'ı arıyor. doktor marilyn'in penceresine tırmanıyor ve camdan kadının yatakta çırçıplak yattığını görüyor. şömine çubuğuyla pencereyi kırıyor ve içeri giriyor. marilyn'in öldüğü anlaşılıyor.

cesedin duruş pozisyonu da ilginç yüzüstü yatıyor ve sol eli komodindeki telefona uzanmış durumda.

4 saat sonra polisi arıyor. eve gelen ilk polisin hemen fark ettiği ilk şey evin son derece derli toplu olması. ayrıca marilyn'in kıyafetleri de yıkanmış, kurulanmış, ütülenmiş, katlanmış ve dolaplara yerleştirilmiş durumda. kadının üzerinden çıkardığı kıyafetleri de ortada göremeyen polisin hizmetçiye sorduğu ilk soru kıyafetlerin nerede olduğu. kadın polis eve geldiğinde ortalığın düzenli olmasını istediği için evi ve kıyafetleri temizlediğini söylüyor. polis olay yeri raporuna kadının bunları söylerken gergin olduğu notunu düşüyor.

şimdi anlatımımıza minik bir ara veriyoruz. hepimizin bir polis romanı okumuşluğu ya da film, dizi izlemişliği vardır. cinayet mahalinin toplanması, temizlenmesinin apaçık bir delil karatma olduğunu biliyoruz ve bunu yapanların çok ciddi şüphe altında olduklarını da. buna rağmen polis kadının bu eylemi üzerinde pek fazla durmuyor. biz yine de marilyn monroe öldükten sonra evinin baştan aşağı temizlendiğini belirtelim. doktorun gelmesinden polise olayı ihbar etmesine kadarki dört saatlik süreçte hizmetçi evi temizlemekle meşgulmüş.

neyse, polisin dikkat ettiği ikinci bir nokta ise odada hiç alkol şişesi ya da bardak bulunmaması. polisin ilk düşüncesi bir insanın ayık kafayla ölüme yürüme ihtimalinin zayıflığı oluyor. ama odada boş ilaç şişeleri bulunca marilyn'in ilaç içerek öldüğünü fark ediyor. bunun üzerine banyoyu kontrol ettiğinde suların kesik olduğunu görüyor. bu noktaya dikkat edelim, birazdan döneceğiz buna. polisin yaptığı son iş de doktora dört saat boyunca ne yaptığını sormak oluyor. doktor durumu yetkililerle temas halindeydim diye açıklıyor. daha sonra bu yetkililer dediği kimselerin film şirketleri olduğunu belirtecek. bir de cesedin bu sırada yapılan muayeneye göre en az altı saattir (on buçuktan beri) ölü olduğu sonucuna varılıyor.

ceset otopsiye gittiğinde kesin ölüm sebebi olarak aşırı dozda uyuşturucu madde alımı gösteriliyor. fakat kanındaki uyuşturucu maddenin dozajı yaklaşık elli hap kadar. tekrar olay mahaline dönersek odada hiçbir sıvı bulunmadığını belirtmiştik. bir insanın susuz elli hap yutması ne derece mümkündür, bu elbette herkesin kafasını kurcalıyor. bundan kuşkulanan doktor marilyn'in bağırsağını inceliyor. bunu yapma sebebi içtiği ilacın yan etki olarak bağırsaklarda sararmaya sebep vermesi. bağırsaklarda sararma bulunmadığı gibi içtiği ilacın sindirim artıklarına ya da kısmen veya tamamen sindirilmiş olduğuna dair bir ize rastlanmıyor. özetle ilacın sindirim yoluyla kana karışmadığı sonucuna varmak hiç de zor değil. nasıl aldığı bilinmiyor. telefon kayıtlarına göre de konuştuğu son kişi john fitzgerald kennedy, namı diğer mr. president'tan başkası değil. ayrıca eli telefona uzanmış şekilde ölmesi son anında can havliyle birileriyle konuşmaya çalışmış olduğu izlenimini veriyor. tabi onu o odaya yerleştiren kişi ya da kişiler de bu pozu vermiş olabilirler. vereceğim son bilgi ise resmi programa göre o gün san fransisco'da olması gereken kennedy'nin aslında los angeles'ta oluşu.

illuminati ile ilişkisi olduğu düşünülen ünlülerin hemen hepsinin sexle bir bağlantısı olduğunu görüyoruz. bunları tek tek açıklamayacağım. ama bu furyanın ilki elbette marilyn monroe idi. bir sex sembolü haline getirilen monroe'nun sex ayinleri sırasında kullanılan kölelerden biri olduğu düşünülüyor. kennedy ile ilişkisi de buna dayanıyor deniyor. bilemeyiz. ancak kennedy'nin son konuşmasını okuduğumuzda başkanın "secret societies"e ateş püskürdüğünü anlıyoruz. marilyn belki de bir kaza sonucu bu ayinlerde aşırı doz uyuşturucudan ölünce kennedy örgüte inancını kaybetti, belki de çok daha uzun süre önce marilyn ve ikisi örgütten ayrılmışlardı. belki de kennedy hiçbir zaman örgütte olmadı. bunları bilemiyoruz. ancak marilyn ve kennedy'nin peşi sıra öldürülmesinin tesadüf olamayacağı açık. üstelik kennedy'nin katili de hemen öldürüldü ki ileride bir şey itiraf edemesin.

bu durumda bizim düşünmemiz gereken soru şudur. bu insanlar neden öldürüldü? kennedy o konuşmayı neden yaptı? o konuşmadan sonra neler yapacaktı? bu gizli topluluk(lar)ı deşifre edecek miydi? bilmiyoruz ve hiçbir zaman bilemeyeceğiz. ama bu konunun kesinlikle didiklenmesi gerektiği kanaatindeyim.

ed: bir dakika içinde eksilenmiş entrydir bu arada. okuyup da öyle eksileyin ama okuyun be adamlar okuyun, bir şey kaybetmezsiniz.
yahudi lobisinin parmağı olan cinayettir.