bugün

görsel

Depresyonun en şiddetli ve en öldürücü (intihar) seviyesi. Kesinlikle doktor yardımı gereklidir.
şuan itibari ile Galatasaray taraftarının içinde bulunduğu durum.
Yıllardır muzdarip olduğum hastalık. Çok mücadele ediyorum. Hele bir de teşhis geç konulursa..
ilaç tedavisini reddetmek çözüm değil.psikiyatrik ilaçları kullanmaya uzun zamandır karşı olan bir insan olarak bile kabul ettiğim gerçek.bu hastalığa sahip hastaların doktor kontrolünde ilaçlarını kullanmaları gerekiyor.hastayım ki ben moduna girmeden hayatlarını devam ettirecek motivasyon kaynağı da en az ilaç kadar önemli.cipralex,prozactan daha etkili ama yan etkileri dolayısıyla mı bilmiyorum ilk tercihleri prozac oluyor doktorların muayenehanelerine gitmezseniz .
gülmeniz gereken çoğu durumda gülememenize neden olandır.
doktorların 2 ay önce bana koydukları tanı. ne bok bende anlamadım ama ismi şekilli biraz hava atıyorum insanlara beğendim.
Depresyonun babasıdır.
Ben bundan muzdarip olmayan liseli görmedim. Ne reelde, ne gerçekte.
kökeninde herhangi bir hayat olayının bulunmadığı, ağır seyreden bir depresyon çeşidi.

mevcut ilaçlarla çok iyi sonuçlar alınmaktadır.
verdiği sabah çökkünlüğünden kurtulmak için üç shot viski tüketilmesi gereken hastalık.

arkada sürekli cızırdayan radyo gibidir pezevenk.
tam anlamıyla beni anlatan hastalık

aslında hastalığımız bile güzel görünsün hevesimiz var amk majör falan eklemişiz , baya amımıza koymuşlar kalbimizi kırmışlar ruhumuz ölmüş yani bunun izahati budur , ne öyle majörler minörler nota mı bu amk.
Ne ölebilirsin ne yaşayabilirsin. Yıllardır muzdarip olduğum dert. ilaçlarda bir yere kadar,gelecekte ne olur hiç bilemiyorum. ilaçlarla istemesende hayata dahil oluyorsun.
Teşhisi koyuldu.
Sosyalleşmek istememe, hayattan kopma, endişe panik özgüveni yitirmek asabi davranışlardır belirtileri. En son evresinde intihara kadar gider. Şimdilik 4 ilaç yazdı doktorum 2 gündür sadece uyuyorum. Zordur bu hastalık. Bir yerin ağrımaz ama acı çektiğini hissedersin.
Zordur. En ufak bir sey kabus gibi gelir.
Ben yari yariya ciktim. En azindan artik olmek falan cok uzak bi secim.
Şimdilik minörü var elhamdülillah. *

Hayat damarlarımdan bir kaç tanesi kopmuş gibi. mevsim geçişlerini bile hissedemiyorum. Ulan Baharın geldiğini bile anlayamadım, hala yorganla uyuyorum.
majör ne demek anlatın.
eğer yapınız melankoliyé yatkınsa psikosomatik belirtilerle kendini belli ettiğinde insanı daha da dibe götüren depresyon çeşididir.

kısaca anlatayım yaşadıklarımı. çocukken bile gereksiz bir ağırlık vardı üstümde. her çocuğun olabileceği kadar mutlu; bir çocuğun olamayacağı kadar mutsuzdum. lise çağlarında hep hüzünlü hep karanlık öyküler yazdım. kendimle hep içimde konuştum. hüzne alışkınım anlayacağınız. sonra üniversiteden mezun oldum üniversite yılları benim için zor bir süreçti. ama yine de yüzüm gülüyordu. okul bitince kafamdaki bazı sorularla yalnız kalmak beni derin bir karamsarlığa itti. zaten sinirime hakim olamıyordum iyice gergin memnuniyetsiz bir insana dönüştüm. geceleri uyuyamıyordum. yedigim yemeğin tadını almıyordum ki acıkayım. 10 kilo verdim. derken derken hafızamda problemler yaşamaya başladım. kalemi kağıdı unutmak gibi değil de uyandığımda odamı unutmak, toplama yapamamak, anıları unutmak, muhabbet ederken aynı soruları defalarca sormak gibi...

önce anlam veremedim bir süre sonra günlük hayatımın içine sıçmaya başladı. yavaş yavaş beynimde bir sorun olduğuna ya aptal ya da genç yaşta alzheimer olduğuma inanmaya başladım. doktora hem korkudan gidemiyordum hem alacağım sonucun kesin yanlış olacağına inanıyordum. insanlarla konuşamamaya telefonlara cevap vermemeye başladım. her yeni gün yeni bir umutsuzluktu. yaşamayı beceremediğime karar verdim. herkes bana iyi olmam gerektiğini söyleyip tavsiyeler veriyordu. bense onlarla konuşurken sadece mutsuzluk görüyordum.

bu süreç böyle devam ederken en son 36 saat uykusuz kalmaya falan başladım. ailemin zoruyla psikiyatrà gittim. nörolojik dediler çünkü hafıza problemlerim hesap ödememı bile zorlaştıracak seviyede. Ne beynimde ne hormonlarımda kanımda vs bir sorun çıkmadı ve antidepresana başladım.

antidepresan da yeterli olmadı ve şimdi terapiye başlayacağım. hayatı böyle yaşamanın ne kadar zor olduğundan bahsetmeyeceğim. ya da insanlara sürekli üzgün suratla bakmanın onları senden ne kadar uzaklaştırabileceğinden. kendini yürüyen bir üzüntü silüeti olarak insanların suratında görmenin utancından...

burası dipsiz bir kuyu, başımın içine her an binlerce iğne saplanıyor ve o an bütün iyilikler kötülükler hisler anılar üzerime yıkılıyor sanki.

kısaca dedim; uzatmış olabilirim. kısaca da anlatılmış zamanında:

Ağlasam sesimi duyar mısınız,
Mısralarımda;
Dokunabilir misiniz,
Gözyaşlarıma, ellerinizle?.
Yürüyen cesetler topluluğu.. Başka bir açıklaması yok. Bir hastalık bu kadar mı bitirir bir insanı... Ne ilaç fayda ediyor ne terapi..
Sebeplerini ortadan kaldırmadan paçaya kurtarmak zor sizi buna iten ne varsa kim varsa uzaklaşın. Her şey böyle tabi de bu bu durumda tek çare gibi.
Major Depresyonun en belirgin özelliği hayatın tadında azalma ve hayattan zevk alamamadır. Belirtiler süreklidir ve orta şiddetliden, ciddiye doğru farklılaşır. Tedavi edilmeden bırakıldığında, major depresyon yaklaşık 6 ay sürer. Bazı insanlar tüm hayatları boyunca sadece bir kez depresif dönem yaşarlar, fakat daha genel olarak major depresyon tekrarlayan bir hastalıktır. Yine de, duygu durumunuzu destekleyecek ve tekrarlamayı engelleyecek bir çok şey vardır.
Kendimde uzun zamandır hissettiğim rahatsızlık türü. Psikolog falan değilim ancak kazanamadığım bir bölüm olduğundan ortalama bir psikologtan fazla kitap okumuşluğum vardır. Bu sefer kendi kendimi tedavi edemiyorum, sanırım durum ciddi.
(bkz: dipteyim sondayım depresyondayım)

son olaylar beni çok etkiledi be sözlük! buralardan gitmek istiyorum ama türk pasaportu ile vietnam dongu arasında fark yok. çin'e bile razıyım ama yok amk işte yok! biraz para kazanabileceğim, insan gibi bir yaşam sürebileceğim, bakkala giderken "acaba bugün ölecek miyim" diye düşünmediğim bir yerde yaşamak istiyorum. ağlayasım var ama ağlayamıyorum. bombok bir ruh hâli. onu tetikleyen bir ülke. şu an huzurlu, acısız bir biçimde ölsem bir tek anneme yanarım. bir çocuğu öldü, bir ben kaldım elinde.
benimle oyun oynayan bir şey, her defasında kendisi kazanır.

kolay kolay gitmeyen bir depresyon türü.
Sen tedavi olmamışsın tam gel yatış yapalım kliniğe dedi. iyi dedim. Bayramdan sonra artık.

Daha öncedende entrym var.
Yani şöyle söyleyeyim insan o kadar hayattan kopuyo ki hani sanrılar gören psikoz tedavisidir işte şizofrenik kişilerdir onları görünce lan en azından konuştukları birileri var hayal de olsa diyosunuz. Karanlık işte. Kapkaranlık.
Binbaşı olan depresyon.