bugün

kanal 7'de halen devam etmekte olan programdır.
Mahmut tuncer evermek üzere serkan adlı gencin evini gezmektedir. mahmut tuncerin yanık türkülerinden birinin eşliğinde ilkokuldaki tüm müsamerelerde şiir okumuş fonda konuşan ablayı sözlükçülerin huzurunda tebrik etmek istiyorum.
mahmut tuncer show u yıllar önce Mahmut tuncer in o muhteşem performasınını sergilediği muhteşem urfalı filmindede izlemiş ve yarıla yarıla gülmüştük.
içinde mahmut tuncer'in olduğu bir şeyin şov olması mümkün değildir.
(bkz: ebru gündes mega show)
(bkz: mahmut tuncer)
anneannemin izlemekten bir türlü vazgeçmediği programdır.

ck: anneanneciğim uyu artık geç oldu.
aa: dur bi türkü daha söylesin çocuk.
ck: offff.
aa: top mu izleyeyim senle?
çiftleri evlendiren show programı, şarkılar söylenir, kınalar yakılır, hoplanır zıplanır ve artık herkes gerdeğe girecekler şimdi canlı yayında diye beklerken hayal kırıklığına uğratıp biter..
aynı sözlükte yazar olduğum kişilerce izlendiğine, içeriğinin bilindiğine şok olduğum program. göz ucuyla bile bakmışlığım yoktur.
birdefa izleme gafletinde, dalaletinde ve hatta hıyanetinde bulundum. izlemez olaydım. bilimum düğün, toplantı, nişan, köy derneği, okul müsameleleri için vazgeçilmez mekan. mahmut tuncer show!!!
ne zaman baksam herkezin davul zurna eşliğinde oynadığını gördüğüm program.son zamanlarda iki köçek bulmuşlar kameraya bakıp bakıp garip garip ağız yüz hareketleri yapıyorlar,gerçekten çok komik.
gerçek anlamda bir showdur.

reyting canavarıdır, talk showların şahıdır, kralıdır. ayrıca mahmut tuncer'de yüzüklerin efendisidir.*
geçen bölümünü izledikten sonra ciddi ciddi güldüğüm program.. nikah masası, ismail yk, yanında bir de kendini komik zanneden arkadaşların komik olmayan skeçleri.. mahmut tuncer bağıra bağıra bir türkü okurken alt yazıda geçen şu ( (bkz: Mahmut Tuncer den Takla Şov).. Az Sonra..) ibare katıla katıla gülmeme neden olmuş ve geceyi çok şükür sağ salim tamamlamıştım..
hiç seyretmediğim ama şu yazıyla haberdar olduğum tv programı. olay çok garip akıl alır gibi değil.

aşağıdaki yazı http://www.sabah.com.tr/2...4930B469C8009AC103CB.html bu adresten alıntıdır.

--spoiler--
Biz nasıl bu kadar duyarsız hale geldik?
Cumartesi gecesi saat 22.00 suları... Gözüm, Kanal 7'deki Mahmut Tuncer Şov'a takıldı. Birazdan anlatacaklarım, televizyon uğruna hep beraber nasıl "insanlıktan çıktığımızı" gözler önüne sermesi açısından ibret vesikası niteliğindedir. Anlatacaklarımın hepsi, birebir yaşanmış ve iki kez kayıtlardan kontrol edilmiş "gerçek" görüntülerdir. Lütfen "gazetenizin ayarları ile" oynamayın. işte o "tarihi" program: Mahmut Tuncer her hafta olduğu gibi bir çifte canlı yayında resmi nikah kıyacaktı. Bu sürprizi damadın babasına da telefonla bildirdiler. Adam araç kullanıyordu. Birkaç dakika sonra adamla yeniden telefon bağlantısı kuruldu. Damadın babası güçlükle konuşarak, "Ben kaza geçirdim. Arabayı yan yatırdım, Şimdi acil servisteyim. Müşahede altına alındım" dedi. Belli ki müjdeli haber dikkatini dağıtmış, buzlu yolda kayan aracı devrilmişti. Bu arada müstakbel kayınpederin stüdyoda bulunan eşi, yani damadın annesi aldığı bu haberle fenalaşıp, yere yığıldı. Hemen reklam arası verildi. Dönüşte Mahmut Tuncer ne yapacağını bilemez haldeydi. Zira kayınvalide stüdyoda bir sedyede baygın yatıyor, kızı başında ağlıyor, sağlık ekipleri acil müdahalede bulunuyordu.

TÜRKÜLERE DEVAM
Damat Zafer ise babasının ve annesinin durumuyla yıkılmış, başı ellerinin arasında gözyaşı döküyordu. Gelin Şehnaz da en mutlu gününde büyük bir şaşkınlık ve üzüntü yaşıyordu. Mahmut Tuncer, "Bu durumda belki programı yapmayabilirim. Kusura bakmayın" dedi. Bu arada stüdyoda bayılan annenin tansiyonunun 2'ye 5 olduğunu söyleyince damat iyice panikledi. Tuncer daha sonra topu, stüdyodaki türkücü konuklarına bırakmayı uygun gördü. "Kürşat kardeş sen en iyisi bir türkü söyle ben de bu arada hanım teyzemizle ilgileneyim" dedi. Kürşat söylemeye başladı. "Her dem Azrail gelip, canımı ister. Boynumda bir ilmik, ecel tuzakta. Olsun be güzelim, varlığın yeter..." Bu arada sedyedeki kadına serum takılıyordu. Endişe içindeki kızı, annesinin ellerine sarılmış, kamera ellere yakın plan çekim yapıyor. Sanırsınız ki, "fırsat bu fırsat" şarkıya klip çekiliyor!.. Diğer yanda stüdyodaki genç kızların elleri havada, bir o yana bir bu yana sallanıp, şarkıya eşlik ediyorlar. Kürşat coşmuş bir kere: "Boynumda bir ilmek, ecel tuzakta... Olsun be güzelim, varlığın yeteeer..." Aynı anda gelin Şehnaz, beyaz duvağıyla kayınvalidesinin üzerine kapaklanmış. Stüdyodaki izleyiciler, şarkıyı bitiren Kürşat'a bağırıyor: "Bi daha, bi daha!.." Mahmut Tuncer acil servisteki babayla yeniden telefon irtibatı sağlıyor: "Baba sen bize dedin ki acildeyim, müşahede altındayım... Biz burada müşahede altına girdik vallahi... Bu arada hanımınızı da tebrik ederiz. Sizi o kadar seviyor ki, düştü bayıldı burada. Ama oğlunuz ağlıyor..." (Yahu, acil servisteki babaya söylenecek söz mü bu?) O sırada babanın sesi kesiliyor. Mahmut Tuncer endişeyle, adamın oğluna yani damada dönüyor: "Baba iyi değil herhalde. iyi olsa konuşurdu çünkü. Baban iyi mi, sen tanırsın! Sesi iyi miydi?" Damat şaşkın: "Değildi herhalde."

HEM SERUM HEM TÜRKÜ
Mahmut Tuncer bu sefer diğer türkücü konuğu Seyfi Doğanay'a dönüyor: "Seyfi Ağabey bir şarkı söyler misin?" Doğanay isteksiz: "Yok, söyleyemem şimdi." Tuncer ısrarlı: "Abi ama hayat devam ediyor. Bir tarafta cenaze bir tarafta düğün. Hayat da böyle bir şey işte..." ikna olan Seyfi Doğanay, acıklı türküsüne başlıyor: "Oldu gelin, oldu gelin, gözleri yaş doldu gelin. Ben seni sevemedim, neden boynun büktün gelin..." (Sanki bu geceye özel repertuar, önceden hazırlanmış) Bu arada damat, elleri başının arasında gözyaşı döküyor. Gelinin de makyajı akmış. Sağlık ekipleri baygın yatan anneye serum takmaya çalışıyor. Stüdyodaki kızlar simli mendil sallayıp, oturdukları yerden oynuyor. Bazıları dayanamayarak ayağa kalkıyor ve göbek atıp, halay çekmeye başlıyor... Kadın hala sedyede ve yaralı babadan henüz haber yok... Mahmut Tuncer eline mikrofonu alıp bir uzun havaya başlıyor. Kürşat ile Seyfi Doğanay da ona katılıyorlar: "Yolcu yoluna kurban oliim, kalmadı derman bendeee..." Stüdyo kızları zılgıt çekiyor, eler havada, mendiller sallanıyor. Sonunda hep beraber "Urfa'nın etrafı dumanlı dağlar" a bağlıyorlar. "Gezme ceylan bu dağlarda, seni avlarlar. Aneyden, babeyden, yardan ayrı koyarlaaaar..." Türkü bitiminde Mahmut Tuncer, "Hazır söz ceylandan açılmışken bizim Urfa Ceylanpınar'da devlet ceylan yetiştirip, doğaya salıyor, biliyor musunuz?" diyor. Bana göre iş çoktan kontrolden çıktı ama nedense stüdyoda kimse bunun farkında değil. Rejiden ikaz eden de yok. Damadın annesiyle babası ölüm-kalım savaşı veriyor ama düğün gecesi canlı yayında "tüm hızıyla" devam ediyor. Reklam arasından sonra stüdyoda nikah masası kurulmuş. Bir belediye başkanı, önünde defterle masada. Gelin ile damat gözyaşı dökmeye devam ediyor. Mahmut Tuncer "Bu akşamki trafiğimiz biraz virajlı oldu ama ne yapalım bu nikahı kıymak zorundayız" diyor. Başkan, "Saat 12'ye kadar kıymamız lazım, yoksa tarih değişecek" diyor. Mahmut Tuncer "Güngören'deki bir sahayı çimlendirdim. Adı Mahmut Tuncer Tesisleri oldu. Bütün halkımız burada ücretsiz spor yapabilir" diyor. Bu araya bu cümleleri niye sıkıştırdığını kimse bilemiyor. Gözlerini, ceketinin koluna silen damat "Annem orada baygın, babamın ne olduğu belli değil. Telefonlarına ulaşamıyoruz" diye ağlıyor. Mahmut Tuncer, stüdyonun diğer ucuna, sedyedeki kadına sesleniyor: "Anne iyi misin? iyiysen bir el salla bize... Hah, bak el sallıyor." Damat cayıyor: "Ben bu nikahın yapılmasını istemiyorum..." Mahmut Tuncer bozuluyor: "Yahu olur mu? Biz burada her şeyi, sanatçıları filan ayarlamışız. Olan olmuş, kalan sağlar bizimdir." (Vallahi de billahi de böyle söylüyor)

KASAP ET DERDiNDE
Bu arada Şanlıurfa'dan bağlanan "kirve", gelin ve damadın tüm beyaz eşya ihtiyacını karşılama sözü veriyor. Ayrıca, "Mahmut Ağabey her hafta olduğu gibi bize yine keyifli, neşeli bir program izlettiriyorsun" diyor. (Yahu iki kişi can çekişiyor, ne keyfi?) Mahmut Tuncer, "Artık beyaz eşyalara elektrik süpürgesi de dahil oldu, onu da verecek misin?" diyor. Kirve "He, vereceğim" diyor. Arada damat, telefonla yaralı babasına ulaşıyor. Annesinin yanına gidiyor. ikisinin de "iyice" olduğunu öğrenince rahatlıyor ve nikah kıyılıyor. imzalardan sonra vur patlasın, çal oynasın... Tepeden konfetiler yağıyor, sedyedeki kayınvalidenin üzerine... Stüdyo kızları, folklor ekibiyle birlikte halay çekiyor. Bekliyorum ki, finalde Mahmut Tuncer kameranın karşısına geçip, "Bunların hepsi birer şakaydı sayın seyirciler. Biraz eşek şakası oldu ama olsun" diyecek. Yok, demiyor... Onlar eriyor muradına, ben yanıyorum insanlığımıza...
--spoiler--
fazla söze gerek yok. rezilliğin diz boyu olduğu program.
türkçe'yi en kötü kullanan şarkıcı olduğu tespit edilen zatın sunduğu program.
(bkz: show must go on)
(bkz: kıroyum ama reyting bende)
mahmut tuncerler kolay yetişmiyor, hiç onları sulayan birisini görmedim, kendi kendine yetişirler.

"mahmut tuncer" kişisi ve "show" kelimesi. şimdi bunları inceliyoruz, aha;

efenim mahmut tuncer abimiz nedir? türkücü. hangi türkülerini biliriz mahmut abimizin?

bakkal amca ile diyaloğa girdiği türkü, neydi?

- bakkal amca, bakkal amca
+ ne var? (öküz gibi ne var, yuh!)
- yağıyi var mı? (yağ diyor)
+ var var
- uniyi var mı? (un diyor)
+ var var
- şekeri var mi?
+ var var
- e ne duruyorsun
+ e napayım?
- helva yapsana helva yapsana vay vay... falan diye gidiyor

başka hangi türküsü bilinir mahmut abimizin?

"benim yarim karşıki dağda jandarma"

allah kavuştursun mahmut abi.

bir de "bileydim" isimli şarkısı bilinir, onu da ibogil emmisi yasaklatmıştır vakti zamanında, kasetlerini toplatmıştır, yalan olmuştur. başka ne şarkısı bilinir, ne türküsü bilinir, ne albümü hatırlanır, ne sesini beğenen vardır, ne çiğ köftesini.

şimdi mahmut tuncer abimiz demek ki türkücü mürkücü değil. kahtalı miçe türkücüdür, mahmut tuncer değildir. kahtalı miçe natural bir adamdır bir kere. çarkıfelek programında "diyarbakır deyi" der, çünkü onun şivesi bu şekildedir. mahmut tuncer bundan birkaç yıl önce urfa şivesiyle konuşmazdı, ne oldu da oldu son yıllarda bu şekil şiveli konuşmaya başladı. ibogil abisinin bünyesine girince mi urfalı olduğunu anladı, bundan önce patagonyalı mıydı?

show kelimesi neymiş mahmut abey? w harfi urfa'daki oxford üniversitesi'nden mi dahil oldu? ibrahim abisininki de show du, ibo show'du doğru. tavana çiğ köfte yapıştırmak da bir nevi show dur, evet haklılar. napıyor bu adam şimdi bu mahmut tuncer show da? çiftlere canlı yayında nikah kıyıyor, arada türkü, sonra süpürge hediye ediyor, arada çif köfte falan, sonra arada bayılmalar, serum falan takılmalar, sonra halay, zılgıt, kop kop falan, sonra ağlaşmalar, gülüşmeler, arada mahmut abi espri patlatıyor falan, beyaz eşya vermeler, nikahı kıyılacak adama baban kaza geçirdi acil'de falan demeler, sonra şaka lan şaka diyip sırıtmalar. böyle aksiyon yüklü bir program.

evet bu ülkede mahmut tuncer; show yapıyormuş, "mahmut tuncer show" yapıyormuş... mahmut tuncer türkücü değil, show dünyasının fantastik bir kahramanıymış... mış... muş...

mahmut abi şova devam, biz öküzüz mahmut abi, gösteri devam etmeli... mahmut abi hayranam siye...
komik mi desem, trajikomik mi desem, facia mı desem, yok artık mı desem bilemedim tanım yaparken. genelde, annelerin, anneannelerin rağbet ettiği program. başka zaman 10 da sızan annem, c.tesi günleri birden cin gibi uyku muyku yok öyle pür dikkat seyrediyor bu programı. ben içerde pc başındayken annemin gülme seslerinden anlıyorum mahmut tuncer'i izlediğini. başka zaman hiç bu kadar güldüğünü görmedim çünkü.
bugünkü konukları şuan için yılmaz morgül ve bedia akartürk olan süper program.

kanal değiştirirken rast geldim yılmaz morgül ün şarkısına. cano cano idi şarkı. du bakalım dedim, takılı kaldım ve izledim neden bilemiyorum. sonra şarkı bitti ve bedia akartürk e övgü dolu sözcükler yağmaya başladı. iç güzelliği dışına vurmuş, hala ne kadar güzel gibi laflar söyleniyordu. bu gidişat iyi değil dedim ki mahmut tuncer bombayı patlattı.

''hala kaporta sağlam''

şimdi soruyorum sizlere. seversiniz sevmezsiniz bu adamı ama bu ne demek? şaka yapmaya çalışıyor desek karşımızdaki bir bayan ve yaşça büyük bir bayan ayrıca koskoca bedia akartürk, güzelliğini söylemeye çalışıyor desek kaporta benzetmesiyle güzellik mi söylenmeye çalışılır. sizlere bırakıyorum yorumu.
okan bayülgen'in ''ya siz bunlara alışırsanız çocuklar?'' diye aşağıladığı program. lakin kendisi bizden önce alışmış.

ispatı şurada:

(bkz: disko kralı)
rating uğruna sanırım mahmut tuncer ve yayın ekibinin izleyiciyi aptal yerine koyduğu yahut kendi izleyicisinin kapasitesine göre, yayın esnasında sözümona kriz çıkmış gibi bir durum yaratan, zaman zaman kendi ekibiyle kavga eden, anakumada masasına giderken içerdekilerin "sakın buraya gelme mahmut" figanlarının yükseldiği, programa gelen konuklarında içlerinden küfrettiği muhtemel sözüm ona tv programı. merak edilende şudurki ;acaba ortaya çıkartılan bu saçma kriz anlarının vs lerin , izleyici tarafından inandırıcı mı buluyorlar, yoksa kendilerini zeki mi sanıyorlar diye düşündüren haller. tv dünyasında başımıza gelenlerin, Tanrı tarafından;işi bilmeyenlerin başa getirilerek, kitleye hitap etmesi bir bela olarak nitelendirilmesi gereken durum.
okan bayülgen in deyimiyle makine nin televizyonda ki tek rakibidir.* * *
kanal 7'nin türk toplumuna kazandırmış olduğu mükemmel şovdur. yakında banada bir program yapmalarını bekliyorum yoksa vallahi darılırım. *
zap esnasında denk gelinen fantastik show. canlı yayında evlendırılen cıftlerden gelin sandalyesınde oturan şahıs bıyıklarını aldırmayı unutmuş görünmektedir. damat ağzını açmamaktadır. mahmut amca ise işsiz, sigortasız çifte en azından gerdek gecesi sigortası vaad edebilir.