bugün

Boş halini gördükçe insanı üzen güzel bir mekan.
aklımda damla sakızlı dondurmalarıyla yer etmiş nostaljik yer, çınar ağaçları, su sesi, taraçası muhteşemdir.
bursa valiliği tarafından satılmasına karar verilen tarihi mekan.
http://www.16tr.com/haber...ahfel-satilacak/5883.html
setbaşı köprüsünün ucunda yer alan tarihi çay bahçesi cafe tarzı bişey. geçen gittik yerinde yoktu. özdeşleştirmişim setbaşıyla orayı. bi garip oldum, sonra hayırlısı be gülüm dedim elimde sigara uzaklara bakarak.
bir zamanlar buraya gittiğimizde canlı müzik yapan bir grup vardı ve bu grubun çok atarlı bi solist vardı . grubun adını ve solist abinin adını hatırlayamadım hatta hergün mü çıkıyorlardı sahneye yoksa sadece gittiğimiz zaman denk mi geliyorduk bilmiyorum ama vardı işte. bu abi şarkı söylerken uyuz uyuz dinleyen seyirciye asla tahammül edemez ve basardı atarı niye alkış tempo tutmuyorlar diye. ağırlığı da hissedilirdi ortamda milleti zapturapt altında zorla eğlendirirdi. güzel günlerdi tabi kapanmayaydı iyiydi. bir alışkanlıktı.
harabe halinde olduğunu görünce üzüldüğüm yer, acaba tadilattamıdır yoksa kaderine mi terkedilmiştir.
şelale tarafı çok süper olan mekan. yoldaki araç sesindense su sesi daha bi güzeldir.
belturun isletmeye gecmesiyle birlikte kisin bildigi kahvehaneydi ki eskiden selale kisminda canli muzik olurdu.

bir beltur faciasi daha

(bkz: tarihi moda iskelesi)
Belediye zaptetti, artık eski havası yok.
ergenliğimin, gençliğimin ilk yıllarının abilerimizle gittiğimiz, devrim, sosyalizm nedir, şekspır kimdir öğrendiğimiz ve abilerimizi örnek aldığımız mekandı.

bugün nerden düştü aklıma bilmiyorum ama bursa nın bence en önemli mekanlarından biriydi mahfel.

oktay akbal, reşat nuri, sabahattin ali, orhan kemal gibi edebiyatçıların sohbetine nail olmuş bu mekan sözlük karşılığı olarak bir "orduevi"dir.

1915 Ertuğrul gazetesinden alıntı:

" 1915 yılında Ertuğrul gazetesinin bir haberine göre, Setbaşı’nda açılan Gökdere Gazinosu, Bursa’nın en modern gazinosu olduğu anlaşılıyor. Bu haberde bir de yorum yapılarak, eğlence mekanlarının herşeyi ile istanbul’dakilerden aşağı kalmayacak tarzda modern bir yer olması istenmektedir. Ancak büyük şehirlerde, medeni hayatı temsil eden ciddi ve ağır başlı kuruluşlar gibi daima yenilikçi ve değişimci olması istenmektedir(2).
Mahfel'in bulunduğu bahçe, eski Türkocağı idi. Burada çok güzel bir lokal vardı. Bu binanın yanında güzel bir gazino bulunmak­taydı. Bu gazinonun önünde 1918 yılında Türkçe ve Ermenice olarak Vorpahnam Gazinosu yazmaktaydı. Sahibi Bedros Efendi idi. Bedros Efendi, gazinosuna herkesi almaz, bu hayatı anlayan kişileri seçermiş.
XX. yüzyıldan Cumhuriyetin ilk yıllarına kadar, bugünkü Mahfel'in yanındaki sokakta baştan başa meyhaneler vardı. Bu nedenle bu sokağa son yıllara kadar “Meyhaneciler Sokağı” denilmişti. Bu meyhanelerin her birinde, birer ikişer kişilik çalgıcılar, tıpkı Çiçek Pasajı'nda olduğu gibi eğlentiler düzenlerdi. Kurtuluş Savaşı öncesinde Setbaşı meyhanelerinde, o dönemin ünlü hanendesi Tereza, kısık sesi ile şarkılar söylermiş."