bugün

rakibe ihtar alcak kadar sert bir faul yapmısımdır. faule maruz kalan oyuncu anırarak:

- hoca hoca buna sarı kart mı yok mu ya daha ne yapsın"

hoca: kart mı istiyosun evladım gel bakıyım yanıma, al yavrum kapak yaparsın!!
hep birden: hönkk!!
bursa ili soğanlı mahallesinde bulunan toprak sahada bir maçımız vardır. hoca beni ilk 11 'e almamıstır ve kulubede oturmaktayımdır. karşı takımın kalas defans oyuncularından bitanesi topa öyle bir hışımla vurmuştur ki top sahanın hemen yan tarafında bulunan çevre yoluna gitmiştir.

hoca - martyns git al oglum su topu
martyns - peki hocam

çevre yoluna gitmişimdir o esnada kırmızı ışık yanmaktadır ve araçlar durmaktadır, şöyle bir bakınmışımdır ama top yoktur. bir de bakmışımdır bir firmanın servis otobüslerinden birinin içinden bir adam pis pis sırıtarak bana elindeki topu göstermektedir. anlaşılmıştır ki pezevenk herif top yola fırlayınca hemen otobüsten inip topu çalmıştır. bundan sonra diyaloglar şöyle gerçekleşmiştir.

martyns: açsana lan kapıyı
şöför : banane banane
martyns : abi ac su kapıyı

şöför kapıyı açar. ben tüm çıplaklıgımla otobüsün içerisindeyimdir. millet bana salak salak bakmaktadır. hemen topu çalan adamın yanına gitmişimdir.

martyns: abi şu topu verirmisin?
hırsız :yegenim bu da hediye olsun bize be?
martyns : hediye verilir alınmaz ver su topu. (o ara ben topa atlamısımdır. adamla güres tutmusuzdur. aynı zamanda otobüs te hareket etmiş olup 2-3 km gitmiştir bile.)
hırsız : yegenim dur tamam al topunu senin topuna mı kaldık. (topu alıp kapının yanına gelmişimdir.)
şöför : şimdi inecekmisin yeğenim
martyns : yok abi beni eve bırak istersen ac su kapıyı polis cagıracam bak!!

kapı açılır. ben inmişimdir fakat sahadan yaklasık olarak 4 km. uzaklasmısımdır. koşarak sahaya gelmişimdir fakat mac bitmiştir. allah kahretsindir.