bugün

her hocanın yazılılarda soru sorduğu bir kitap vardır, kimi belli eder o kitaptan sorduğunu kimi saklar söylemez.
mesela bizim matematikçi olipiyat sorularından kolay olanları soruyorum falan derdi şerefsiz adi ama iyi hocaydı severdik komple.
sınıfın not ortalaması 54. 54 ü 55 yapma gibi bir durum da olmayınca herkes matematikçinin sınavını sevmez, lakin hocamız öyle gırgır yapardı ki derste herkes onun dersinde hazır beklerdi. kimi zaman kız arkadaşlarını kimi zaman sevgililerini-evet evliyken yapardı bunu.- kavgalarını anlatırdı. biz de eğlenirdik tabi, taa ki yazılıya gelene kadar. bir gün tuttu olimpiyat soruları yazan bir kitapla geldi, soruları bundan soruyorum gençler dedi. biz de zaten geçmeye oynuyoruz, hocam 2 soru da bu kitaptan sorun derken ilkokul adım adım matematik kitabını gösteriyoruz hocaya. o kitabı bulup almamıza karış sınıf ortalaması hiç yükselmedi, ee sorular yarrak gibi sorular, kalem oynatmadan yazılının bittiği çok olmuştur ya da yazılıya sinirlenip kağıdı yırtıp atmalar falan, hocayla samimi olduğumuz için derse gelir şöyle derdi "dünkü yazılıda 3 kişi yazılı kağıdını parçalamış, beyler sakin olun, bunu yapanlara kum torbası hediye edeceğim." sınıfta yüksek alan-2kişi- orta bile almayan-25 kişi- gülerdik hep birlikte. bir de hoca yazılıda 100 üzerinden 10 alamayanlar baklava alıp da gelirdi okula camuzoğlu baklavası ulan bir de. bizim harçlıklar da baklava uğrunda heba olup gittiler, liseye başlarken matematikçi filinta gibi adamdı, lise biterken götü göbeği salmış bir adam olarak görmüştük onu.

kimya öğretmeni vardı, adamın süper güçleri falan var. 45 dakikanın 35 dakikasında siyaset yapardı bu hoca. tipini görseniz hollywood filmlerinde amerikan generali tipi var adamda. yazılı soruları zor olmazdı ama bazı soruları tam gediğine sokardı.* bir de dersleri anlatırken gırgıra vururdu, işte naoh çözeltisi satan bakkaldan bir kilo naoh aldık, hoppp falan yapardı, yazarken komik olmadı ama taklitleri falan iyiydi işte.
yazılıda sorduğu soruları kızlar hangi kitaptan sorduğunu merak etmiş, bana söylediler kimyacıyla aran iyi senin sor bakalım diye. ben de dersin tam alakasız hocam önemli bir şey sorcam diye atılmıştım. evet callofcu ne var dedi, yazılı sorularını hangi kitaptan soruyorsunuz diye sordum.
o da dersin çok ilgisiz bir yerde bölünmesine mi kızdı aslında bana mı gıcık falan mı oluyordu da ben mi bilmiyordum, şöyle bir şey yaptı; sakince siyah çantasının küçük bölmesinden sararmış a4 ten küçük kağıtları çıkardı, orta parmağı ile işaret parmağı arasında sıkıştırdığı--evet el hareketi--
sarı kağıtları bana doğru sallayarak "sen piyasada bu kitabı bul helal olsun" dedi, hala da sallıyordu elini. ben de kalakaldım amk. ne diyeyim koca adama. bir daha da hiçbir hocaya böyle soru sormadım.