bugün

Bugüne kadar okumayanlara Şiddetle Diriliş'i de tavsiye ederim. Bir kadının Yaşadıkları çarpıcı bir şekilde anlatılmıştır.
"...Bunu söylemek ne kadar tuhaf olsa da benim için Muhammedilik, Haça tapmaktan (Hıristiyanlıktan) mukayese edilemeyecek kadar yüksekte duruyor. Eğer insan, seçme hakkına sahip olsaydı, aklı başında olan her bir insan, şüphe ve tereddüt etmeden Muhammediliği; tek Allah'ı ve onun Peygamberini kabul ederdi."

Lev N. TOLSTOY, Muhammed isimli kitabından.
Ölüm şekli bana çocukken okuduğumda çok ilginç gelmiştir

tolstoy, bir çocuk gibi küstü ve kaçtı. 82 yaşındaki ihtiyar adam, karanlık ve yağışlı bir ekim gecesinde köyünden ayrıldı. yolda hastalandı. 7 kasım 1910'da küçük bir tren istasyonunda hayata veda etti.

Bu nedir ya koskoca yazar böyle mi ölüyor yani. Ne demek kaçtı naptiniz lan adama.
Kaçışı sağlık durumundan ve o dönemdeki hava durumundan dolayı aslında bir çeşit intihardır.
böyle karma sifati mı olur la, adama hakaret.
cok soylu bir aileden gelmektedir.
Babası şarapcı sarhoş birisidir.
adam gibi adamdır.

görsel
Anna Karenina okumamak, affedilmez; Savaş ve Barış okumamak, hiç affedilmez.

Sizin belki de bilmediğiniz, yalnızca edebiyat tarihçilerinin bileceği bir olay anlatayım.
Bunu niye yazdığımı da söyleyeyim; sizler yazarken, anadilinizin tek kuralına bile riayet etmeyen insanlarsınız... Ve, bunu ciddiye bile almıyorsunuz.

Oysa Tolstoy, ki ben ona Baba Tolstoy derim: Gelmiş geçmiş en baba yazardır...

Haa, yüzyıl sonra roman kalmayacak diyorlar.. Olabilir. Bence sakıncası da yok..

Şunu çok iyi biliyorum, soyum sürerse, genetik yapımın bir yerinden kalmış bir insan, Şolohov'un Durgun akardı don'unu okurken ya natalia'ya, ya aksinya'ya, ya gregor'a, romanın bir yerinde gözyaşı dökecektir.

Romanın bir yerinde, aksinya'ya orospu derken, bir sonraki sayfasında - canım aksinya- diyecektir.
Zavallı aksinya diyecektir.

Yazmayı, roman yazabilmeyi bu kadar basite indirgemek, hangi aklın zavallılığıdır?

Aslında anlamıyorum da.... Zaten, bu aralar herkes, yazar olmuş... Hele ki, 40 yaşını geçip, Bodrum'da yaşayan kadınlar, 3 - 5 kitap yazmışlar, bir de yayınlamışlar.

Ammavelakin, okuyan yokmuş(!).
Bak sen!
Ve roman yazarı kadınlar, veryansın ediyorlar.
Halk cahil, diye.

Anasını sattığımın halkı, 1940 yılında, halk çok aydındı da mı, Nazım'ın;
1970'lerde, Orhan Kemal'in kitapları çatır çatır satıyordu.

Yuhhh artık, demeyin. Kopyala-yapıştır sen de yaz.

En son rast geldiğim, ki, erkek olduğunu iddia eden son dönem romancılarından biri B. N. Yenişehirlioğlu, şu anda 88'inci romanını çıkarmış.
Şu sıralarda da, 89. romanının tanıtımını yapıyor.
Bu nedir ki, romanın tanıtımı mı yapılır?

Ama o yazar, dönem kitabı yazıyorum deyip, romanın 6. sayfasında, 1932'yılının kış ayında, gerdek odasına, elektrikli soba (YUHHHHHHHHHHHHH) isteyen bir gelin tipi yaratırsa;
kitabının 4. sayfasında, "erkek ırkından(Ohhaaaaa!) , babasından başka kimseyi çıplak görmemişti." cümlesi yazarsa, okuyanların
salak olmayabileceğini de, düşünmesi gerekir sanırım.
Biyoloji okumuş bir liseli, romanı o anda elinden bırakmıyorsa, "benim oğlum bina okur, döner döner yine okur. deyin ı

Baba Tolstoy, matbaacılar tarafından gecenin bir vaktinde kovalanandır.
Yalnızca, tahsis yapmaya çalıştığı için. O kargacık burgacık yazısıyla karısı uğraşırdı da, o matbaacıların yanlış yapmaması için de çabalardı. Koca Kont, boru değil.

Haaaaaaaaa, sorun şu... Adam veya kadın bir şey anlatma derdinde değil; para kazanma derdinde.

Yazmak, anlatma yolları tıkanmış insanların son çaresidir... diyen kimdi?
türkçe'ye çevrilmiş bütün kitaplarını okudum, fena sayılmaz. yer yer kafa açmıyor değil ama diyecek bir şey yok kelime başı para kazanmak o zamanlarda kolay değildi hele hele o kelimeleri düzgünce yan yana koymak? kolay değil efendim kolay değil.
yeni karmam, tolstoy gibi görülmek büyük gurur lakin dosto olsa daha mı iyi olurdu ne.
torunları hava sahamizi ihlal ettiği için okumadigim yazar. ben zaten okumuyor um ama olur da bir gün baslarsam bu nedenle Tolstoy okumayacagim.
yazıcılığı dostoyevski'den iyidir ama yazarlığı asla. sistemlidir; roman kurallarının tekmiline biad eder fakat dostoyevski'nin iç dünyasına, baktığı pencerenin yanına hiçbir zaman yaklaşamamıştır. amiyane tabirle tolstoy çok kitap okuyandır, dostoyevski çok gezen.
Bir yüzün güzelliği tebessümde yatar diye düşünüyorum: eğer gülümseme yüzü daha da çekici kılıyorsa, o güzel bir yüzdür; eğer tebessüme rağmen yüz aynı kalıp değişmiyorsa, sıradan bir yüzdür; eğer tebessüm güzelliği bozuyorsa, o yüz çirkindir.

Lev Tolstoy
adama küfür ediyor okumam diyor siz bir insanı milletle yada devletle genellemeye çalışmayın bu yazar her zaman savaşa, şiddete karşı olmuştur lütfen biraz araştırarak yargılayın.
Herkese incik boncuk dağıtmayan son derece gerçekçi bir yazar. Erkeğin bütün piçliklerini, kadının bütün orospuluklarını bilir ve yazar. Fakat onu ulu kılan bütün yazdıklarının içinde, her türlü pis yapıda aşkı o kaybedenlerin duygusu olarak topluma pompalanan hissi, mutluluğu ve ölümü aydınlatabilmesi.
görsel
Şöyle bir fotoğrafına denk geldim. Aklıma bu sözü geldi
"insanoğlunun değeri bir kesirle ifade edilecek olursa;
payı gerçek kişiligini gösterir,
paydası da kendisini ne zannettiğini,
payda büyüdükçe kesrin değeri küçülür."

Ailesinin servetine sırtını dönüp bir köylü gibi yaşamaya çalışarak gerçek kişiliğine daha da yaklaşmaya çalışıyordu belki de. Maddi tüm etkilerden uzak bir yaşam. Geçmişin into the wild'çısıymış.
dünyaca ünlü lev tolstoy un görünüşü görsel

hayatın aslına varmışlıktır bana göre, günümüzden çok çok uzak.
arayan ve buldu mu,hala tartışılan yazardır.
mümin olup olmaması bir kenara,okumamak bir hatadır.
(bkz: Onu allah bilir kardeş)
Fotoğrafta evsiz gezgin gibi görünen kişi dünyaca ünlü yazar Tolstoy, 1886.

görsel
tolstoy 13 çocuklu bir adam.

dev gibi bir şey.

çok çirkin, bu yüzden çirkinliğini uzun sakallarıyla kapatmaya çalışmıştır. günümüzde de yaygın lan bu, neyse.

en büyük eseri a.karenina, savaş ve barış filan değil köylüler için alfabe yazmış lan adam. en büyük eseri buymuş ona göre.

rus devrimini başlatmıştır.

darwin ve mendeyelev'le yaptığı çalışmalardan dolayı dalga geçmiştir.

evden kaçmış ve ülke gündemini sarsmıştır.

rusya'nın en zengin prensidir, evet lan bu adam bildiğiniz prens.

son zamanlarını köyde geçirmiş, ölürken "köylüler nasıl ölür?" son cümlesi olmuştur.

bir de video var, zamane rusları ne pis adamlarmış la? bizim osmanlı çok medeni duruyor rusların yanında.

bir de ruslar sonradan mı boy attı amk, hepsi cüce videoda.

https://www.youtube.com/watch?v=oxHr1ku9DGI
Saygıdeğer bir Rus abimizdir.
Tolstoy, yaşamın ve ölümün anlamını ömrü boyunca arayan, yaşamının sonuna doğru ölümün anlamını yaşamın içinde bulan, yaşamın amacını da "tüm insanları sevmek, tüm insanlığı kardeş bilmek" olduğunu savunan büyük bir yazardır.
Dünya tarihinin görebileceği en iyi realist yazarlarından.
Kendisinin siyasi fikri devamlı değişti.

82 yaşında vefat eden Tolstoy birçok kez büyük sıkıntılar yaşamıştır. Marksizm'den etkilenerek oluşturduğu mülkiyet konusundaki radikal fikirleri nedeniyle bütün servetini köylülere dağıttı, her haliyle onlar gibi yaşamaya başladı. Bu sebeple ailesiyle arası açıldı. Hıristiyan anarşizmini geliştirmeye çalıştığı "Tanrının Egemenliği içinizdedir" kitabıyla yeni bir Hristiyanlık akımı tanımlaması, Ortodoks Kilisesi tarafından aforoz edilmesine sebep oldu. Tolstoy, ömrünün son yıllarını büsbütün derbeder bir şekilde geçirdikten sonra, bir küskünlük sonucunda, evini bırakıp yollara düştü. Astapovo tren istasyonunda ölü olarak bulundu. Ölümüne zatürrenin sebep olduğu bilinmektedir. Hayatı boyunca yaşamın nasıl bir şey olduğunu anlamaya çalıştı. Eserlerinde bunu eksiksiz olarak yansıtmayı hedef edinmiş en büyük Rus yazarlarından birisi olarak edebiyat ve dünya tarihindeki yerini aldı.

görsel
güncel Önemli Başlıklar