bugün

87 doğumlu biri olarak 90ları çok özlüyorum. çoçukluğun son dönemini bizler yaşadık. gazoz kapağı toplar, kibrit kutusu biriktirirdik. bilyelerimiz vardı, futbolcu kartlarımız. şimdiki gibi bilgisayar, playstation vb oyun konsolları yoktu. bir televizyon atarileri vardı komşu çoçuklarla kasetleri değiştirirdik. komşu evde mario oynarken evin büyük abisi "kalkın amına koyum televizyonun tüpünü bitiriyorsunuz" derdi, şimdi tüplü televizyonlarda ortadan kalkmaya başladı. cep telefonları, görüntülü telefonlar yoktu, çevirmeli veya tuşlu eski kaba telefonlardan şehir rehberinden ( evet şehir rehberi 11831 gibi numaralarda yoktu) seçtiğimiz insanları arayıp masumca işletirdik. I 10 ( okunuşu ayten olduğundan ben ten diye çevrilmiş çizgi film) vb çizgi filmlerimizde yoktu , bizim hemanlerimiz, iskeletörümiz, ninja kaplumbağalarımız vardı. bir pazar akşamı yarı uyuklarken dizinin jenerik müziğini duyunca ayağa zıplatan bizimkiler'imiz vardı. bakkaldan alınan açık gofretlerimiz, leblebi tozlarımız ve çeşit çeşit ağız tatlarımız vardı. hayat o zaman çok güzeldi. teknoloji insanların elinden mutluluğu, yaşama sevinçini yavaş yavaş çekip alıyor. keşke o zaman kıyamet kopsa idi, ne bu günlerdeki bunca saçma şeyle karşılaşacak, nede bu neslin çoçukları asosyalleşeceklerdi..
end of days filminin ana temasıdır. 1999 yılbaşında şeytanın dünyayı ele geçirip kıyameti koparacağını anlatır. peki 99ların sonu tam olarak ne demektir işte asıl mesele bunu kavrayabilmektir. gerisi teferruattır.
en azından mutlu öldürdük.
herkesin kendi çocukluğunu en iyi zaman olarak düşünmesinden kaynaklanan öneridir. 120 yaşında bir insana soracak olursanız keşke 1. dünya savaşı çıkmadan önce kopsaydı der. daha yaşlı birine soracak olursanız keşke haçlı seferlerinden önce kopsaydı der. şimdi bunu uzatıp 10 sayfa yazmak isterim ama gerek yok. sonuç olarak sonu yoktur yani bunun.