bugün

gabriel garcia marquez'in kırmızı pazartesi romanından esinlenerek oluşturulmuş bir kitap. yazar nedim şener ve okuyuculara hrant dink cinayetinin göz ardı ettirilen gerçeklerini anlatıyor.
Hrant'ın ölümünün üzerinden tam dört yıl geçti. ama adalet hala yerini bulmadı. hrant cinayeti ile ilgili çarpıcı belgeleri nedim şener'in yazarı olduğu kırmızı cuma kitabında bulabileceğimiz söyleniyor. hrant cinayetinin gabriel garcia marquez'in kırmızı pazartesi romanında yaşanan olaylara benzerliği nedim şener'in kitaba kırmızı cuma ismini koymasına sebep oluyor.
hrant dink suikastine bambaşka bir bakış açısıyla bakmanızı sağlayacak, bir zamanların tutuklu gazetecisi nedim şener'in yazdığı 513 sayfalık kitaptır.
tuba çandar'ın hrant isimli kitabından alıntılar yapılmıştır. nedim şeneri bu kitabı yazmaya teşvik eden olay şöyledir(bazı yerleri keserek aynen yazıyorum);
hrant dink cinayeti davasının 26 ekim 2010 günü yapılan 14üncü duruşmasında, sanıklar salona alındığında azmettiricilik suçundan yargılanan polis ajanı erhan tuncel, bana bakıp eliyle birşeyler anlatmaya çalışıyordu.
oturduğum en ön sıradaki yerimden sanıkların olduğu bölüme doğru ilerlediğimde tuncel'in ''size bir mektup yazacağım.''dediğini duydum. bir iki kez daha eliyle aynı işareti yaptı. ona ''bekliyorum'' diye seslendim....
ve bu kişi, cinayetten dört yıl sonra ilk kez bir gazeteciye faks çekiyor ve mektup yazıyordu. belli ki anlatmak istediği şeyler vardı....
ama benim umudum, mektubunda cinayetin aydınlanmasına yarayacak bir cümle, hiç olmazsa bir kelime etmesiydi. çünkü erhan tuncel bana göre bir gün, dink cinayetinin arkasındaki karanlık güçlerin aydınlanmasındaki en önemli isim olacaktır, eğer bildiği bir şeyi anlatırsa. katil ogün samast ve cinayetin azmettiricilerinden yasin hayal, ancak o karanlık güçlerin tetikçileri olabilirdi.
elimdeki bir sayfa dolusu yazıyı hızla okuyarak birşeyler bulmayı umut ederken tuncel'in cinayetle ilgili tek bir cümle bile etmemesi beni şaşırtıyordu. ama tuncel aradığım şeyi silik faks mesajının sonuna saklamıştı. o satırlar o kadar dipteydi ki, kağıdı yarın saniye erken koparsanız kaybolabilirdi. faks mesajı büyük harflerle bir kitaptan alıntıyla bitiyordu:

''vicario kardeşler santigo nasar'ı; hemen ve gizlilikle öldürmek konusunda yapılması gereken hiçbir şeyi yapmamışlardı. aksine birinin gelip onlara engel olması için boş yere akla gelmedk yollara başvurmuşlardı.''

alıntı yapılan kitabın adı kırmızı pazartesi idi.. daha kitabın kapağında yazıyordu herşey: ''işleneceğini herkesin bildiği bir cinayetin öyküsü.''
''dink'in kalemini devlet kırdı''sanık engin yılmaz.