bugün

insan büyüdükçe aslında değerini yitirmeyen ama aklını büyüklükleri ile bozan küçük insanlarca değersiz adledilen, paha biçilmez şeyler.
meme tabiki.

küçükken de en değerli şeydir, büyüdükten sonra da erkekler için anlam değiştirerek yine değerini muhafaza eder.
paradan daha değerli olan şey iki adet para idi. abim elimden ikibuçuk liralık parayı alır bana da 3-5 adet 25 krş, 10 krş para verirdi. ulan derdim bu herif benden büyük ama tam bir salak. bir tane para için bana beş tane para veriyor.
evcilik oynarken mahallenin güzel kızıyla evli olmak.
saklambaç oynarken sobelenmemek.
misket ve tasodur. misketin tanesine 50binlira verdiğimi hatırlıyorum.
büyünce değişmeyen şeyledir. küçüktüm o zaman para ne bilmezdim şimdi biliyorum ama değer verdiğim şeyler yine değişmedi.
annemin sepetle sarkıttığı salçalı ekmek ve yanına koyduğu kavanozda su.
yu-gi-oh kartları.
gelecek ile ilgili kurulan hayaller.
taso, rotring uçlu kalem, beslenme çantasına koyulan patates kızartması.
futbol topu.
altın para şeklindeki çikolatalar. *
(bkz: yumiyum)
çizgi filmler, tavşanım ve dondurma. *
mahalle maçında gol atmak.
hemen herşey. çocuk için para nedir ki? kağıt parçası.
birkaç para.
futbol oynamadan önce gerçekleşen adım atışma kısmını kazanmak.

oyuncu kartlarıyla arka mı ön mü diye oynarken kazanmak.

sabah yataktan kalktıktan sonra kar tatili olduğunu öğrenmek ve sevinçten havalara uçup bir daha uyumamak ve öğleye doğru arkadaşlarla kar topu oynamak...*

almanya'da yaşayan halanın getirdiği torbalar dolusu çikolata. *
rulman dan yaptığım tahta araba. (kaykayı orta ikide gördüm ilk defa)
birden fazla kinder sürpriz yumurta. kesinlikle ülker toto'ya değilşmezdim.
akşam ezanından sonra dışarıda kalabilmek.
pasta süsü..

birkeresinde çalmştım bakkaldan bütün gece ağladım ertesi günde yarısı yenmiş pasta süsünü geri bıraktım.
(bkz: sözlük yazarlarının itirafları)
ışıklı ayakkabılar ve bilye.
misketlerle tasolarim; hatta taso oynarken köküldüğüm zaman döverek geri alıyodum.